Singer’in Meşuga’sı ya da yaşamın arzusu üstüne | Sedat Sezgin

Kasım 29, 2019

Singer’in Meşuga’sı ya da yaşamın arzusu üstüne | Sedat Sezgin

Ölümle yüz yüze gelmiş insanlar hayata bir daha asla eskisi gibi bakmazlar, bakamazlar, hele bu süre anın dışına taşmışsa; elbette bu dipsiz girdabın büyüsüne kapılıp batabilecekleri gibi hayata hiç görülmedik bir arzuyla sıkı sıkıya tutunmaya da çalışabilirler. Kapkaranlık dünyalarına küçücük delikten sızan bir ışık ya da ellerine artık her ne geçtiyse…Dostoyevski ölümle burun buruna geldi, öncesinde ruhunu ele geçirebilecek kadar bu zamanı yaşadı, bundan sonraki tüm yapıtlarında neyi işlemişse en dibe dalmaya çalıştı, daldı da. Cervantes savaşa katıldı, ölümle burun buruna geldi, yaralandı, esir düştü, yıllarca da esir hayatı yaşadı, daha sonra Don Quijote’u yazdı, sadece şövalye ve şövalye romanlarıyla değil, yaşamın tüm renkleriyle alay etti.

Yidiş dilinde romanlar ve öyküler yazmış olan Isaac Bashevis Singer’in Meşuga’sı tam da burada anılması gereken bir yapıt. Miriam: “Belki de ölüm arzusu yüzünden. Varşova’dayken öğretmenimin kardeşi sevgilim olmuştu. 1944 ayaklanmasında öldü. İnsan aylarca, bacaklarını bile zor uzatabildiği bir deliğe tıkıldığında –ve hayatı tehdit altında olduğunda- canlılar dünyasından gelen herkes ona heyecan veriyor. Hayatta kalma isteğim karşılığında ödediğim bedelin bir kısmı da buydu. Nihayet özgürlüğüme kavuşup yıkıntılar ve mezarlarla kaplı bir şehir bulduğumda, mucize eseri mezarımdan çıkmış gibi hissettim kendimi. Böyle bir hikâye yazmıştın – adı neydi?”

Aaron: “Kaos Âleminde.”

Miriam: “Evet, okumuştum. Bütün göçmenlerin anlatacak hikâyeleri var; bazıları ölümden bile beter bir hayat sürmüş. Biz gizlice Almanya’ya girdik. Yollar çeşit çeşit katil kaynıyordu –soyguncular, Faşistler, türlü fanatikler. Geceleri ahırlarda ve ambarlarda uyurduk. Bazen yanında yattığım bir erkek tek kelime etmeden üstüme çıkıverirdi. Rezalet çıkartmanın anlamı yoktu. Hepimiz yakında öleceğimi düşünüyorduk. Sana bunları anlattığım için eminim beni itici bulacaksın. Ama madem sordun, ben de cevap veriyorum.”

Aaron: “Sormaya hakkım yoktu. Ayrıca ben kurbanları değil, katilleri itici bulurum.”

Nazi soykırımından bir şekilde sağ çıkmayı başarmış Miriam’ın ağzından dökülen kelimelere baktığımızda elimizde olmadan savaşın yıkımının etkileri üstünde bir kez daha düşünürüz, düşünmeliyiz de.Fiziksel yıkım büyüktü, aynı şekilde ruhsal yıkımda öyle. Miriam ölümle o denli burun buruna gelmişti ki “hayır” demek ya da vücut diliyle tecavüzcüsüne direnmek bile artık anlamsızlaşmıştı onun için, tecavüzüne razı gelmemeyi bir nevi rezalet gibi algılıyordu, bu nedenle susmayı seçti. Peki, ruhu bu denli yaralanan, bu denli yıkım gören biri güvenli bir ortam bulduğunda ne yapar, nasıl davranır ya da nasıl yaşar? Singer’in Meşuga’sında bu sorunun yanıtının, en azından bir kısmına kesinlikle tanık oluruz. Tabii yapıta geniş açı mercekle bakıldığında okurun çok daha fazla şeyle karşılaşacağını söylemeliyim. Yapıtta Aaron toplumu, toplumun vicdanını temsil etmektedir bir şekilde, biz Aaron kadar anlayışlı olabilecek miyiz? Ölümle bu kadar uzun süreyle yüz yüze gelmiş birinin dinin ve geleneklerin onay vermediği haylazlıklarına, bu yapıların şiddetle karşı çıktığı yaşam şeklini anlayışla karşılayabilecek miyiz? Yoksa kurbanların değil de katillerin mi tarafını tutacağız? Aaron tepeden tırnağa sorunlarla dolu bu kişiye kucak açtı, biz yanında durabilecek miyiz, yoksa sefasını sürüp yüz üstümü bırakacağız? Okura da bolca soru sordurtan bir yapıt.

Sonuç olarak Meşuga, konu olarak Hitler’in zulmünden bir şekilde kurtulmuş ya da kurtulmayı başarmış bir grup Yahudi’nin yaşamına odaklanmış gibi gözükse de, aslında anlatılan bundan birkaç adım daha ilerisidir. Savaştan ve ölüm kamplarından sağ çıkmış ya da ölümle burun buruna gelmiş bir grup insanın,toplumun daha doğrusu geleneklerin ve dinin varsaydığı ahlaki kuralları önüne değil de arkasına iterek hayatı dolu dolu yaşama arzusuna tanık oluruz.Tabii kahramanlarımız bu konuda istediklerine sahip olabiliyorlar mı, işte bu başka bir soru. Zira hayat, acıyı bu yapıtta da devam ettirir.

Kaynak: Isaac Bashevis Singer, Meşuga, Çev: Aslı Biçen, YKY.

edebiyathaber.net (29 Kasım 2019)

Paylaş:

Yorum yapın