Salinger kapıdan kovdu, ölünce bacadan girdiler | Zeynep Heyzen Ateş

Ağustos 29, 2013

Salinger kapıdan kovdu, ölünce bacadan girdiler | Zeynep Heyzen Ateş

Yazıya başlamadan bir bilgi: Bugüne dek ilgi çekici bir iki biyografisi yayımlanmış olsa da Salinger hayattayken hakkında yazılmasına hep karşı çıkmış, özel hayatını kimseyle paylaşmamış ve büyük paralar teklif edildiğinde bile biyografi yazma hakkını hiçbir yazara vermemiştir.

Bir haftadır, Associated Press’in geçtiği haberler doğrultusunda dünya gazeteleri –ve elbette bizimkiler de- Jerome David Salinger’ın “beklenen” biyografisinin 3 Eylül’de yayımlanacağını, “hiç yayımlanmamış” kitaplarının da 2015-2020 arasında okuyucularla buluşacağını yazıyor.

Ölene dek başka kitap yayımlamamaya yeminli olan Salinger’ın miras bıraktığı mektuplara, sandığından çıkarılan elyazmalarına veya kitap müsveddelerine ne olacağını, varislerinin onlarla ne yapacağını bilemem ama şu “sekiz yıllık derin araştırmanın ürünü”, “Salinger’ın yazdığı karakterlere, özellikle de Holden Caulfield’e yeni bir perspektiften bakmamızı sağlayacak” biyografiye değinmek istiyorum.

Salinger, Çavdar Tarlasında Çocuklar’ı yazdıktan sonra inzivaya çekilmiş, röportaj bile vermez olmuştu. Gazetecilerin Kutsal Kase’siydi ondan röportaj koparabilmek. Başaran çıkmadı. Bunu son deneyen kişi, Spectator’dan Tom Leonard, yazarın kapısına kadar gidebildi, ama camda “mavi kazaklı uzun, kambur bir figür” görmenin ötesine geçemedi. Dahası yazar değil, yazarın karısı tarafından kovuldu, yani kendini kovduracak kadar bile muhatap olamadı yazarla. Yıl 2010’du ve Salinger 91 yaşındaydı. Aynı yıl öldü.

2013’ten 8 çıkarırsak 2005 eder. (Yanlış mı hesaplıyorum?) 2010’a kadar Salinger kimseyle görüşmediğine göre David Shields ve Shane Salerno’nun basın danışmanının iddia ettiği sekiz yıllık derin araştırmanın derinliği nereden, kimden geliyor? Bu sorunun yanıtını Salerno’nun çektiği belgeselle ilgili tartışmalarda buluyoruz ama oraya gelmeden, kitabın macerasına bir göz atalım: Salinger biyografisi, belgesel için hazırlanan bir tür PR projesi olduğundan başlangıçta yayınevi desteği olmadan yazılıyor ve bittiğinde hakları açık arttırmayla satılıyor. Salinger’ın kitaplarını yayınlayan Little Brown açık arttırmaya katılmıyor. The Guardian önceden görülmemiş fotoğraf ve mektupları içerdiği iddia edilen biyografiyle ilgili haberleri doğrulatmak için iletişime geçmeyi denediğinde yayınevinin sözcüsü Terry Adams telefona dahi çıkmıyor. Derken gururla bu kitap üstünde çalıştığını duyuran David Shields’ın internet sitesi geçen hafta birden kapanıyor. Salinger’ın oğlu Matthew Salinger’ın NY Times’a yaptığı açıklamayaysa birazdan değineceğim.

Kitapta imzası olan ikinci isme, Salerno’ya gelirsek. Salerno, Salinger belgeselinin reklamını yapmaya çalışan bir yönetmen eleştirmenlere göre. Filmle aynı zamanda yayımlanması planlanan kitap hakkındaki açıklaması şöyle: “İnsanlar 60 yıl boyunca Salinger’ın hakkında yazılamayacak kadar saf ve temiz, dokunulmayacak kadar kırılgan olduğunu zannetti. Biz o efsaneyi alıp yerine çalkantılı hayatıyla dikkat çeken, çelişkilerle dolu bir insanınkini koyuyoruz. Kitabı okuduktan sonra tüm eserlerini ve hayatını yeniden değerlendirecek, farklı yorumlayacaksınız.”  (National Post’a göre biyografi Salinger’ın II. Dünya Savaşı’nda savaş suçlularını sorguladığını ve bu deneyimin etkisinden hiç kurtulamadığını iddia ediyor; Mark D. Chapman’ın “John Lennon’ı Çavdar Tarlasındaki Çocuklar yüzünden öldürdüm” deyişine yer veriliyor vb.)

Matthew Salinger’ın yanıtı

Bu makaleler bardağı taşıran son damla. 200’den fazla insanla görüştüğünü söyleyen Salerno’ya yanıtı Matthew Salinger veriyor: “Ailemizden veya babamın az sayıdaki yakın arkadaşlarından hiçbiri bu projeye katılmamış veya destek vermemiş, herhangi bir işbirliği yapmamıştır.”  (New York Times)

Filmi piyasaya sürecek Weinstein Yapım Şirketi’nin yayımladığı karşı açıklamaysa şöyle: “Matthew Salinger’a saygımız sonsuz, ama filmi görmedi, neyle karşılaşacağını bilmiyor.”

Filmle aynı kaynaktan beslenen Private War of J D Salinger kitabına dönecek olursak (kitabın adına daha önce değinmedim çünkü ortalıkta dolaşan kapaklarda görülen isimler farklı)… Amazon’u açtığınızda biyografinin erken satışta olduğunu görüyorsunuz. 3 Eylül’de yayımlanacakmış. Yayınevi Simon&Schuster. Bekleyip göreceğiz.

Zeynep Heyzen Ateş – edebiyathaber.net (29 Ağustos 2013)

Tüm yazıları >>>

Paylaş:

Yorum yapın