“İzmir Hayaletleri”: Loren Edizel’den bir İzmir hikâyesi

Eylül 8, 2016

“İzmir Hayaletleri”: Loren Edizel’den bir İzmir hikâyesi

izmir-hayaletleri-kitabi-loren-edizel-12141-front-1Loren Edizel’in ilk kez 2008 yılında yayımlanan ve övgüyle karşılanan İzmir Hayaletleri isimli romanı, Delidolu Yayınları’nın gözden geçirilmiş yepyeni baskısıyla edebiyatseverlerin beğenisine sunuldu.

İzmir Hayaletleri, Birinci Dünya Savaşı’ndan Kurtuluş Savaşı’na uzanan, pek çok karakterin ve farklı tarihi olayın iç içe geçerek çok katmanlı bir hikâyeye dönüştüğü; kent tarihi, komşuluk, kültürel miras gibi sosyal temalardan esinlenilerek yoğrulmuş girift bir roman.

Jakob, Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti için savaşmaya Şam’a gönderilir ve bir daha da kendisinden haber alınamaz. İzmir’in orta halli mahallesi Aya Katerina’da yaşayan ailesi tüm çabalarına rağmen ona ne olduğunu hiçbir zaman tam olarak öğrenemez. Önce annesini şimdi de babasını kaybeden Niko, büyükannesi Mari, dâhilikle delilik arasında gidip gelen amcası Polikarp ve ressam halası Elena’yla birlikte büyür. Bu çok dinli ve çok dilli dünya içinde olup biten her şeyi hafızasına işleyen, kendini her an tekinsiz bir atmosfer içinde bulan Niko, yaşadığı duygusal sarsıntıdan kurtulmaya çalışırken kendini tarihin tozlu sayfalarında bulur…

Levanten yazar Loren Edizel’in, İzmir’in çokkültürlü kimliğinden ilham alarak kurguladığı, yüzyıllar boyunca birbirine karışarak bir bütüne dönüşen hayatlara, kimliklere, dillere ve kültürlere değinerek benzersiz bir edebiyat deneyimine imza attığı bu roman, Roza Hakmen’in titiz çevirisiyle Türkiye’deki okurlarla buluşuyor.

Kitaptan: 

“Smyrna’nın bütün sokakları denize götürürdü insanı; denize paralel uzanan sokaklarda bile, adım başı sokağı dik kesen yan sokaklar, daracık geçitler insanı yolunu değiştirmeye davet eder, burnuna iyot kokusunu, kulağına suyun hafif çalkantısını üflerdi.”

“Kaybolmuş bir şehre, insanlarına ve her şeyden çok bir zamanlar şehre hayat vermiş, biçimlendirmiş, sonra da yok olmuş bağlarına dair etkileyici ve duygu dolu bir roman.”
Carole Giangrande, Yazar

edebiyathaber.net (8 Eylül 2016)

Paylaş:

Yorum yapın