Francis Bacon’ın Antik Bilgelik’i |Demir Büyüközkan

Ocak 1, 1970

Francis Bacon’ın Antik Bilgelik’i |Demir Büyüközkan

Günümüzde daha çok edebi bir tür olarak ele alınıp okunan mitolojik metinler (kapsayıcı bir yorumla bunları mit, efsane, masal, fabl, destan vb. olarak sıralayabiliriz); üretildikleri dönemlerdeki toplumlar için yaşamsal değere sahip metinlerdi. Bu anlatılarda, yeryüzünün, tanrıların, insanların ve diğer her şeyin oluşundan/yaratılışından başlayarak, toplumsal yaşamın ahlâki, siyasi, coğrafi, ekonomik, idari ve ticari düzeni üzerine kıssalar, değiniler bulmak mümkündür.

Her dönemde görüldüğü üzere, yönetici sınıflar için bir toplumu önce oluşturmak, sonrasında da onu bir arada tutmak gerektiğinden, kendi sınıfsal konumlarını meşrulaştırmak ve en az çabayla en itaatkâr düzeni kurabilmek adına bu masalları idealize etmişler, onlara kutsallık atfetmişlerdir. Yazılı kültür öncesinden taşınan mitlerin, geçen zaman içinde dinlerin buyruklarına, filozofların söylevlerine, yasaların maddelerine nüfuz ettiği görülmüştür ve dahası, mitolojiyi kendi çıkarları için, Bacon’ın deyişiyle; “sefil bir şekilde eğip bükenlere ve kötüye kullananlara” rastlanır olmuştur. İşte bu nedenle, Francis Bacon, 1609 yılında, otuz bir klasik Greko-Romen mitini incelediği “Antik Bilgelik”* adlı eserini kaleme aldı, mitlerdeki sembolik dili, kendine özgü üslubuyla yorumladı (kitabın o dönemde, diğer eserlerinden çok daha fazla okunduğundan bahsedilir). Henüz bilimin kurum/kuramsallaşama yoluna girmediği ön-modernite döneminde (Descartes’ın Yöntem Üzerine Konuşma’sına 28 yıl, John Locke’un İnsan Anlığı Üzerine Bir Deneme’sine 80 yıl vardır), her türlü safsatayla, hurafeyle bıkmadan usanmadan mücadele etmek Bacon için adeta bir var oluş biçimi, yaşamının amacıydı. Böyle bir çaba da ancak ondan beklenebilirdi.

Paylaş:

Yorum yapın