DeLillo: “Okuyucu için yazmıyorum” | Zeynep Heyzen Ateş

Ekim 9, 2013

DeLillo: “Okuyucu için yazmıyorum” | Zeynep Heyzen Ateş

Washington Kitap Festivali, 21 Eylül’de Don DeLillo’ya Library of Congress (Kongre Kütüphanesi) Hayat Boyu Başarı ödülünün verilmesiyle başladı.

Türkiye’de en iyi Cronenberg tarafından filme çekilen Cosmopolis (Kozmopolis, Everest Yayınları) romanıyla tanınan DeLillo zekice gözlemleriyle dikkat çeken bir yazar, edebiyatı da anlatısı da Amerikalı. (Underworld’ün açılış cümlesi de bunun ispatıdır zaten; “Ölümün Zaferi” başlıklı prolog ‘Senin dilinde, Amerikanca konuşuyordu’ cümlesiyle açılır.)Toplumsal sorunları roman formu dâhilinde masaya yatırmayı tercih edişi, ama bunu yaparken roman formuna yüklenen klişe içerik ve biçim kalıplarını kırmaktan zevk alışı takdire şayandır. Anlaşılırlık peşinde koşmaz, kendine altyazı düşmez.

Asgari müştereklerde okuyucuyla buluşmaz.

Ama bu seferlik National Mall’da bizlerle buluştu ve Kongre Kütüphanesi Yöneticisi James H. Billington’dan ödülünü aldı. Böylece John Grisham (2009), Isabel Allende (2010), Toni Morrison (2011) ve Philip Roth (2012) gibi isimlerden oluşan listeye katılmış oldu.

White Noise (Beyaz Sesler, Dost Yay.)  ile 1985 yılında Ulusal Kitap Ödülüne, Mao II ile 1992’de PEN/Faulkner Ödülüne ve 2010’da PEN/Saul Bellow Hayat Boyu Başarı Ödülüne layık bulunan DeLillo, Underworld ile 2006’da New York Times’ın yüzlerce editör ve eleştirmenin katkılarıyla hazırladığı “Son 25 Yılın En İyi Kitabı” listesine 2 numaradan girmişti.

Don DeLillo konuşmasını oldukça kısa tutup kendisine ayrılan zamanı soruları yanıtlayarak değerlendirmeyi seçti.  İlk iki soru Bolivar biyografisi yazarı Post muhabiri Marie Arana’ya, kalanlar okuyucu ve eleştirmenlere ait:

Arana: Çocukluğunuz Büyük Bunalım döneminde, yoksul bir mahallede 11 kişinin güç bela yaşadığı bir evde geçti. Bunun yapıtlarınıza nasıl bir etkisi oldu.

DeLillo: Olmadı. (Sessizlik.) Doğrudan bir bağlantısı olduğunu söylemem. Benimki İtalyan usulü diyebileceğim mutlu bir çocukluktu. Asıl kültür şokunu ailemin yanından ayrılıp Manhattan’a taşındığımda yaşadım. Ailemin Amerika’ya gelince yaşadığı kültürlerarası göçün bir kopyası olduğunu bile söyleyebiliriz. Başka bir Amerika’yı keşfediyordum.

Arana: Reklamcılıktan gelen çok yazar var. Fitzgerald reklamcıydı, Heller (Catch-22) reklamcıydı, hatta  yanılmıyorsam Salman Rushdie sizinle aynı reklam ajansında çalışıyordu. Reklamcılık geçmişiniz yapıtlarınızı nasıl etkiledi?

DeLillo: Etkilemedi.

Soru: Yazmaya nasıl başladınız?

DeLillo: Yazmaya başlamak sorun değildir çünkü yazmak ucuzdur. Kağıt kalem hayalgücü. Bir daktilo aldım, biraz kâğıt. Ve başladım. Yazar olduğuma inanmam için iki yıl geçmesi gerekti. İlk romanım bittiğinde “So what?” (Eee?) dedim ve bir sonrakine geçtim.

Soru: Önceden içeriği ve biçimi kafanızda kurguluyor musunuz? Roman nasıl başlıyor, nereye gideceğini biliyor musunuz?

DeLillo: Hayır. Romanın ilk tohumları kafamda bazen görsel bir imgeyle bazen bir cümleyle atılır. O cümlenin peşine düşerim. Beni öylesine çarpmıştır ki varlığını, geçerliliğini doğrulama ihtiyacı duyarım.  Bunun yapmanın yolu benim için romandır. (…) Roman yazarken oluşur. Önceden ne olacağını bilemem. Hangi noktada hangi fikrin araya gireceğini, beni sürükleyeceğini bilemem.  Biçimsel simetriden hoşlanıyorum, ama romanın biçimi, metnin biçimi zaten özde mündemiçtir.

Kelime kelime yazarım.

İlk yapıtlarım imgelerin gücüyle doğrudan ilişkilidir. Sonraları kelimelerin melodisi metne hâkim oldu. Şimdiyse görsel sanat eseri olarak roman fikri ilgimi çekiyor.  Yunanistan’dan kaldıktan sonra kelimelerin kâğıt üzerinde nasıl göründüklerine dikkat etmeye başladım. Metin sadece sessel bir sanat eseri değil, görsel bir sanat eseri de olabilir. Yunan alfabesi bunun en yalın örneklerinden.

Soru (edebiyat öğretmeni olduğunu söyleyen bir hanım): Underworld’ü büyük bir tutkuyla okudum ama bitirdiğimde “What the hell was that?” (Bu da neydi böyle?) dedirtti…

DeLillo: This is modern fiction. (Bu, modern edebiyat…)

Zeynep Heyzen Ateş – edebiyathaber.net (9 Ekim 2013)

Tüm yazıları >>>

Paylaş:

Yorum yapın