“Che’li yıllarım” çıktı!

Mayıs 6, 2012

“Che’li yıllarım” çıktı!

Devrimin sürekliliğine inanan, toplumsal alt oluşun rehaveti ve öncü olmanın ayrıcalığına kaptırmayan bir devrimci olarak Bolivya yollarına düşen Che, geride bıraktığı kızını yıllar sonra gördüğünde, babası olduğunu saklayacak kadar diğerkamdır.

Kimler tarafından yazıldığını aşan bir gerçeklik olarak es geçilemeyen tarihi karakterlerden biridir Küba Devrimi’nin emektarlarından Che Guevara. Ancak kurtarıcı mitinin güçlü olduğu, tarihte bireyin rolünün abartıldığı toplumlarda, devrimcilere yüklenen insan üstü özellikler, özgürlük savaşçılarının esaretine dönüşebiliyor. Ya da  anı ve biyografilerde sıfat olarak kullanılan “insan …” türü vurgular çok rahat manipülasyon operasyonunun yeni malzemeleri olabiliyor.

Bütün bu girizgah, kendisi de mücadele saflarında yer alan, Che’nin aşık olduğu, evlendiği kadın Aleida March’ın anılarını anlattığı son kitabı “Remembering Che: My Life with Che Guevara” ile ilgili. Kitap fırından, Ocean Yayınevi’nden yeni çıktı. Türkiye’ye yakında ulaşır diye düşünüyorum. Aleida March’ın “içeriden” bir tanık olarak yazdıklarının, taşıdığım kaygıları beslemediğini düşündüm. Bir devrimci, ama aynı zamanda bir kadın, aynı zamanda bir öğretmen, aynı zamanda bir aşık olarak yazmış kitabı. Taşıdığı bütün sıfatların bir birleşimi olarak, sorumluluk bilinci ile keyfilik arasındaki çelişkileri “devrimci-ortalama insan” ikilemine düşmeden, öznelliğini de es geçmeden aktarıyor Che’li yıllarını. Kitap Che’nin katledilişinin ardından 45 yıl sonra çıktı. Aleida March şu an 75 yaşında.

Şimdi biraz da ona kulak verelim.

Hali hazırda olağanüstü insan olarak kabul edilmiş bir kişiyi, kişisel deneyimlerinden yola çıkarak anlatmak oldukça zorlu ve gözümü korkutan bir görevdi. Öykümüz Escambray Dağlarında ilk karşılaşmamızla başlıyor

Escambray Dağları, Batista diktatörlüğüne karşı savaşan gerillaların sırtını güvenle dayadıkları yerdir. Yıl 1958, öğretmen olan Aleida March illegal devrimci örgüt 26 Temmuz hareketinin bir üyesidir. Arjantinli devrimci Che’nin adını duymuştur ama tanışmamıştır. Zira, isyancıların korsan radyosu Radio Rebel de sık sık Che’den söz edilir. Batista yönetimi tarafından mimlenen Che’nin “aranıyor!” posterleri Aleida March’ın memleketi Santa Clara caddelerinde boy boy sergilenir.

Bir gün örgüt tarafından kurye olarak, gerilla kontrolündeki bölgeye( Escambray Dağları) para ve döküman ulaştırmak üzere görevlendirilir:

“Tehlikeli bir görevdi ve ilk kez gerillalarla doğrudan kontak kurma şansı elde etmiştim. Gerilla kampına vardığımda benim onları gözlemlediğim kadar onlar da beni izliyordu. Anlaşılır bir meraktı onlarınkisi. Zira zor şartlara dayanıklı bir savaşcı görüntüm yoktu. Hoş, şehirli bir kadındım.”

O zamana dönersek…

Kurye olarak taşıdığı emanetleri beline bantlar ve yola çıkar. Gece çöktüğünde kampa varır. Hayranlık duyulan gerillalarla ilk kez yakından tanışır. Komutanlardan Che ile orada tanıştırılır:

“Devrim hareketinin üyesi avukat Marta Lugioya’nın yanında duruyordum. Che ile tanıştıktan sonra Marta beni kenara çekti ve Che hakkında ne düşündüğümü sordu. Fena olmadığını, delici ilginç bakışları olduğunu ama yaşlı bulduğumu söyledim. Marta Che’nin ellerinin güzelliğinden bahseder ama ben o fark etmemiştim.

Aleida. tenini tahriş eden bantları sökmekte zorlanınca Che’den yardım ister. Evlendikten sonra karısına gönderdiği bir mektupta Che o anı, “bir erkek olarak hissettiklerimle, sorumluluklarım arasında bocaladım” diye anlatır.

İlk karşılaşma, tanışma böyledir.

Kamptan, güvenlik kaygıları nedeni ile üç-dört gün sonra ayrılır. Sürekli olarak gerillalar tarafından soru yağmuruna maruz kalır, yıllar süren dostluklar inşaa eder. Çok etkilenir yaşamlarından ve gerillaya katılmaya karar verir. Bu niyetini Che ile paylaşır. Che ise hemşirelik yapmasını önerir ama o kızar, çünkü savaşcı olmayı hakettiğini düşünür:

Che’yi fazla radikal ve komünist bulan sağ kanat tarafından gönderildiğimi düşündüğünü anladım. El Pedrero’da tartışmamız bir kaç gün daha sürdü. Bir gün şafak ağırırken, yol kenarında çömelmiş bir şekilde elimde çanta ile beklerken, bir cip yanımdan geçti. Arabadaki kişi Che idi ve onunla gelmemi teklif etti. Bir dakika bile düşünmeden arabaya atladım. Biniş o binişti, bir daha da inmedim.

Aleida hayatını belirleyecek yolculuğa işte böyle çıkar.

Sadece mücadeleye konsantre oldukları bir dönemden geçerken, Che bir gün, kendisini en iyi ifade etme biçimlerinden biri olarak şiir okur Aleida’ya. İşte o an fark eder Che’nin onun ilgisini çekmeye çalıştığını.

Che aşkını ilan edebilecek kadar “cesur” bir devrimcidir.

Haziran 1959’da evlenirler.  Bolivya’da katledildiğinde Che, geride 30 yaşında bir kadın ve 4 çocuk bırakır.  Büyük kızı Aleida babası gibi doktor, Küba’da özürlü çocuklara hizmet veriyor. Diğerleri avukat ve veteriner. Aleida March ise Küba’daki Che Guevara Eğitim Merkezi’nin yöneticiliğini yapıyor.

Candan Yıldız – t24.com.tr (6 Mayıs 2012)

Paylaş:

Yorum yapın