Bursa Kitap Fuarı’nda Yayınlama Özgürlüğü paneli düzenlendi

Mart 16, 2015

Bursa Kitap Fuarı’nda Yayınlama Özgürlüğü paneli düzenlendi

Article.aspxTürkiye Yayıncılar Birliği’nin yürüttüğü, Edebiyat Haber’in de iştirakçilerinden olduğu “Yayınlama Özgürlüğü Yolunda” projesi kapsamında Bursa Kitap Fuarı’nda 15 Mart 2015’te gerçekleşen panele gazeteci Ahmet Şık, yazar Buket Uzuner, yazar ve yayıncı Fatih Erdoğan katıldı. Yayıncı Turhan Günay’ın moderatörlüğünde gerçekleşen panelde Türkiye’de yayıncılar, yazarlar ve medyanın karşılaştığı yayınlama özgürlüğü sorunları tartışıldı.

Yüz elli yıldır sansür sürüyor

Bursa Kitap Fuarı Çekirge Salonu’nda gerçekleşen panelde ilk konuşmayı yapan yazar Buket Uzuner, Türkiye’de yazarlar üzerinde baskının Osmanlı İmparatorluğu’ndan bugüne kadar sürdüğünü belirtti. Yazar Namık Kemal’in yüz elli yıl önce, yazarların ancak iki yüz yıl sonra özgür olabileceğini söylediğini aktaran Buket Uzuner, “Demek ki bir elli yılımız var” diye konuştu.

Yazarlık yaşamında karşılaştığı sansür girişimlerinden örnek veren Buket Uzuner, bir dergiye yazdığı yazıda geçen “içkilerini yudumlayarak” cümlesinin “meyve sularını yudumlayarak” şeklinde değiştirildiğini söyledi. Bu sansür girişimine karşı “1 liralık” bir dava açtığını aktaran Uzuner, davayı kazandığını ve yazısını sansürsüz olarak tekrar yayınlatmayı başardığını söyledi. Uzuner son yıllarda yazarların ve yayıncıların karşılaştığı sansür girişimlerinin önceki yıllara göre arttığını belirtti.

Medya çalışanları örgütlenmeli

Gazeteci Ahmet Şık konuşmasında medyada yaşanan sansüre ilişkin çeşitli örnekler verdi. Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk yayınlanan gazete olan Takvim-i Vekayi gazetesinin yayınlanmasına “Devletin âli çıkarlarına zarar vermediği sürece yayınlanabilir” şeklinde bir

madde ile izin verildiğini söyleyen Ahmet Şık, “Aradan geçen iki yüzyılda ekonomi değişmiş, teknoloji değişmiş ancak devletin âli çıkarları değişmedi. Sansür ve oto sansür hiç değişmedi,” dedi. “Sansür birkaç yerden gelebilir. Bunlar güç odaklarıdır, ekonomik çevrelerdir. Ama ben burada medya çalışanlarının sansür ve oto sansür konusunda kendilerine bakması gerektiğini düşünüyorum,”  diye konuşan Şık, çözümün medya çalışanlarının örgütlü olmasından geçtiğini belirtti.

Çocuk edebiyatı sansür konusunda daha korunaklı

Yayıncı ve çocuk kitapları yazarı Fatih Erdoğan, çocuk edebiyatının sansür konusunda en korunaklı alan olarak görüldüğünü ancak bu alanda da sorunlar yaşandığını söyledi. Çocuk kitabı yazdığı için hakkında dava açılmış yazar olmadığını belirten Erdoğan ancak yabancı bazı yazarların kitapları için dava açıldığını belirtti. Erdoğan, “Aslında yetişkinler çocuk kitaplarını okumuyorlar. Birileri ihbar etmedikçe bizim kitaplarımızı okumuyorlar. Çocuk edebiyatının böyle korunaklı bir yapısı var. Çocuklara yazan yazarlar biraz daha kendine güvensiz, yazdıklarına güvensiz. Bu alanda verilen eserlerin çok nitelikli olmamasından kaynaklanan bir durum da var,” dedi.

Çocuk edebiyatında oto sansür var

Çocuk edebiyatının bu korunaklı yapısına rağmen oto sansürün yaşanabildiğini belirten Fatih Erdoğan, bu oto sansürün nedenlerini şu sözlerle aktardı: “Asıl sansür milli eğitim ve öğretmenlerden kaynaklanıyor. Bizde herkes çocuk yazarı olabilir. Bu alanda yazan yazarlar öğretmen kitlesine dikkat etmek zorundalar. Çünkü yazdığınız bir kitabı öğretmenler ve milli eğitim çocuklara tavsiye ediyor. Bu nedenle yazarlar onların hassasiyetlerine dikkat etmeye çalışıyorlar. Dolayısıyla ticari kuruluşların mallarını satmaları gerekiyor. Burada bir oto sansür uygulanıyor. Bazı kelimeler ve cümleleri kullanmıyorsunuz.”

edebiyathaber.net (16 Mart 2015)

Paylaş:

Yorum yapın