“Bir bakış hikayesi” fotoğraf sergisi 28 Mayıs’ta başlıyor

Mayıs 24, 2021

“Bir bakış hikayesi” fotoğraf sergisi 28 Mayıs’ta başlıyor

Institut français Ankara 4 ünlü fotoğraf sanatçısının sergilerini bir araya getirerek « Bir bakış hikayesi » adı altında sergileyecek.

Her biri dünya çapında başarı kazanmış olan fotoğrafçılar Lâm Duc Hiên’in « Anne, Anneler… », Ferrante Ferranti’nin « Yolculuk », Ahmet Sel’in « Fransa’da Türkiye’nin Yüzleri » ve Saima Altunkaya’nın « Tur Abdin : Kulların Dağı » adlı fotoğraf sergileri 28 Mayıs’tan itibaren bir ay boyunca Çankaya Belediyesi Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde ziyarete açık olacak.

Lâm Duc Hiên « Anne, Anneler… »

Lâm Duc Hiên’in imajları olumsuzdan yola çıkarak tanımlamayı reddettiği kadın ve erkeklere itibarlarını iade eder. Bu “evsiz barksızların”, “meteliksizlerin”, “mülksüzlerin”, “yurtsuzların”, “güvende olmayanların” ve “sesi kısılanların” yüzlerini, bedenlerini, hareketlerini asla gasp etmeksizin ele geçirerek onları tam aksine, kendi varlıklarının zenginliği içinde, kendi yönelimlerinin öznesi olarak ve yaşamaya devam etmenin bile başlı başına bir direniş eylemi olduğu bağlamlarına oturtarak sunar bizlere. Lâm Duc Hiên, İnsan hizasından fotoğraf çekmektedir, özelikle de kadın ve çocuklar hizasından, aynı zamanda sıklıkla da anneler hizasından. Onun çektiği resimlere yansıttığı şey, aslında insanların çocuğunun görmeği dahi başaramadıkları ve fazlasıyla sıklıkla unuttuklarıdır: oysa dünyada tek geçerli ölçek vardır, o da bireyin ölçeğidir, her türlü sefaletseviciliğin ötesinde, Lâm Duc Hiên’in ilgisini çeken de sadece budur.

Lâm Duc Hiên’in çalışmaları, insanın gözü açan, göz açtıran türden çalışmalardır, her bakışın siyasi olduğunu hatırlatır bizlere ve gözümüzü açıp açmamanın sadece bize kaldığını… “Zorunluluğun fotoğrafçısı” olarak onun her bir fotoğrafı, bizler için çoğu zaman radyoda cızırdayan bir ses ya da bıkkın gözlerimizin önünden geçiveren görüntüler olmakla sınırlı kalan ve asla sesini duyamadıklarımızla bizi diyaloga sokar. Lâm Duc Hiên’in fotoğrafları bizleri asla suçlamaksızın uyuşukluğumuzdan çıkarır. Lâm Duc Hiên’in bakışına yaptığımız bu yolculuk ,bizlere kendimizi suçlu hissettirmez. Bilinçlenmiş hissettirir.

Lâm Duc Hiên kimdir?

1966 yılında Mekong kıyısında doğan Fransız-Laos asıllı fotoğrafçı Lâm Duc Hiên küçük yaşlarda ailesi ile birlikte sürgüne gönderilir. Tayland’a gitmek üzere Mekong ırmağını geçerek kaçan Hiên, mülteci kampında zorlu iki yıl ve iki firarın ardından 1977 yılında Fransa’ya gelerek Plastik Sanatlar dalında Güzel Sanatlar Fakültesinden diploma alır.

Lâm Duc Hiên kişisel projeleri ve de basın ya da STK’ların istekleri doğrultusunda Dünya’nın dört bir yanında, duyarlı ve toplumsal olaylara adanmış bir biçimde fotoğraf çalışmalarına başlar. Romanya, Rusya, Bosna, Çeçenistan, Ruanda, Güney Sudan ve bilhassa 25 yıldan bu yana tümünü arşınladığı Irak’ta, XX. ve XXI. yüzyılın başlıca savaşlarının sivil halkların üzerindeki etkilerine tanıklık eder. Doğal kaynakların korunması için sorumluluk üstlenerek, günümüz dünyasının dönüşümünün Mekong ve Nijer nehirlerinin doğasına etkilerini belgeler.

Basında düzenli bir şekilde yayınlanan çalışmaları aynı zamanda kitaplaşır ve sergilere konu olur. Başkacalarının yanı sıra, Leica Ödülü, Vevey Kenti Avrupa Büyük Ödülü, Villa Medicis Yabancı Ülkeler Bursu, ya da Jean-Luc Lagardère Vakfı Bursu gibi ödülleri kazanan Lâm Duc Hiên “Irak İnsanları” portreleri ile saygın Word Press Photo’nun ödülünü alır.

Ferrante Ferranti “Yolculuk”

Fransız seyyah Fransız seyyah fotoğrafçı, Ferrante Ferranti’nin “Yolculuk” adlı fotoğraf sergisi 40 yıllık serüvenin öyküsüdür. 1980’de henüz yirmi yaşında keşif yolculuklarına başlayan Ferrante Ferranti,

köklerinin peşinde ilk önce “Güneş Ülkesi” Sicilya’ya, ardından Yunanistan’a giderek, 1981 yılında Mısır gezisinde İslam sanatına ilgi duyar ve fotoğrafçı olmaya karar verir. Aynı yıl, Çanakkale Boğazı ve Altın Boynuz’un, Pamukkale ve Bizans’ın düşlerini kurarak Türkiye’ye gelir. Sinan’ın minareleri, Topkapı köşkü, kervansaray kubbeleri ve Kapadokya fresklerine hayran kalır.

1997 yılından itibaren İran’dan başlayarak, Afganistan, Azerbaycan, Gürcistan ve Özbekistan ile devam eden serüven dolu yolculukları nihayet 2008 yılında doğduğu ülke Cezayir’de tamamlanır. Akdeniz ülkelerinin tümünü gezen Ferranti her yıl Türkiye’ye gelerek; keşifleri, arkeolog Jacques des Courtils ile birlikte, eşsiz fakat az bilinen bir dünya mirasına saygı olarak yazdıkları Antik Türkiye’ye Yolculuk’un yayınlanmasına yol açmıştır.

Ferrante Ferranti kimdir?

1960 yılında Sardinyalı bir anne ve Sicilyalı bir babadan doğan sanatçı Paris’te yaşamaktadır. Fernand Pouillon’un “Vahşi Taşlar” adlı kitabından büyülenen Ferrante Ferranti Toulouse’da mimarlık eğitimine başlar ve 1985 yılında Barok döneminde tiyatrolar ve senografi üzerine diplomasını alır. Belle-Île-en-Mer’de dalga adındaki ilk fotoğrafını 18 yaşında çeker.

2005-2011 yılları arasında Artois Universitesi’nde İspanyol Medeniyeti profesörlüğünden sonra 2015’ten bu yana Angers Katolik Üniversitesi’nde eğitim vermektedir. “Fotoğrafı yorumlamak” (Bréal yayınları, 2002) adlı kitabın yazarı olan Ferrante, yurtdışında ve 2014’ten bu yana da Paris Siyasal Bilgiler’de fotoğraf atölyeleri gerçekleştirmektedir.

2008 ve 2010’da Philippe Rey yayınlarından çıkan “Orta Doğu”, “Halep İç Kale Sarayı” ve “Beyrut Sursock Sarayı” kitapları için fotoğraf sanatçısı Mathieu Ferrier ile işbirliği yapar.

Seyyah fotoğrafçı, yazar Dominique Fernandez ile birlikte 35 yıldır Bolivya’dan Sibirya’ya, İtalya’dan Suriye’ye barok ve medeniyetlerin farklı sınıflarını keşfetmektedir.

2013 yılında, Avrupa Fotoğraf Evi sanatçının “Yolculuklar” adlı ilk retrospektifini düzenler ve bu sergi 2015 yılında, Bordeaux deniz altı üssü’nde tekrar sergilenir. 2017 sonbaharında “Paris şehrinin müzeleri” ve 2020’nin sonbaharında “Yüz(ler), şansların eşitliği için savunma – Madde 1” adlı sergilerini Paris Büyükşehir Belediyesi’nin ön bahçesinde gerçekleştirmiştir.

Ahmet Sel “Fransa’da Türkiye’nin yüzleri”

Fransa’daki Türk göçmenlerin bir portresini çizen bu fotoğraf serisi, Fotoğrafçı Ahmet Sel ve Elele Derneği’nin uzun erimli ortak çalışmasının bir ürünü olup Fransız Göç ve Entegrasyon Bürosunun (OFII) desteği ile gerçekleştirilmiştir.

“ Fransa’ya 70’li yıllarda gittiler. Bazıları yasal yollardan, bazıları da sahte turist veya kaçak olarak… Yeni ve daha iyi bir yaşam için boydan boya Avrupa’yı aştılar. Biraz para biriktirelim, döneriz, dediler. Eninde sonunda bir ev, bir traktör, bir otomobil parası… Sonra yine memleket toprağı. Ama iş o kadar kolay değildi. Yıllar geçti, göçmenlerin büyük bir çoğunluğu Fransa’da kaldı. Bugün onlar doğal olarak hem Türkiye’nin hem de Fransa’nın bir parçası”.

Ahmet Sel Kimdir?

Çalışmalarını portre ve belgesel fotoğrafçılık alanında sürdüren fotoğrafçı Ahmet Sel Fransa’da gerçekleştirdiği yüksek öğreniminden sonra La Cinq televizyon kanalında kıdemli muhabir kameraman olarak çalıştı. 1990-2000 yılları arasında Moskova’da La Cinq ve Arte’nin muhabiri ve Sipa Press Ajansı’nın büro şefi olarak çalışan Ahmet Sel, Paris’e dönerek Sipa Press Ajansı’nın Genel Yayın yönetmenliği görevinde bulundu. 2012-2019 yılları arasında Anadolu Ajansı’nın Görsel Haberler Yayın Yönetmenliğini üstlenen Ahmet Sel 2003’de portre kategorisinde “Fujifilm Press Photo Awards France”, 2004’de Kanada’da fotoğraf ve metin dalında “National Magazine Awards Foundation” büyük ödülünü kazandı. Ahmet Sel, “Moskova İnsanları”, Paris, 2001; “Kabul” Paris, 2003; ve “Davutpaşa Orta 3” İstanbul, 2012 adlı fotoğraf kitaplarının yazarıdır.

Saima Altunkaya “Tur Abdin : Kulların Dağı”

Tur Abdin, Suriye sınırıyla Dicle Nehri’nden pek de uzak olmayan bir yerde, eski Roma Dünyası’nın en doğu ucunda bulunuyor. İç Anadolu’dan başlayıp eski Bereketli Hilal’in geniş düzlüklerine; daha doğuda ise Hakkâri Dağları’ndan günümüz Irak sınırlarına dek uzanan orta yükseklikte – sekiz yüz ile bin metre arası – kalker bir yayladır. İçinden pek az ırmağın geçtiği, binlerce yılda oyulmuş derin vadilerle çevrili, kendine özgü bir doğal yapı; bu görünüm sıra sıra tepeler, teraslar biçiminde ekilip biçilen tarlalar, eski otlakları kuşatan duvarlar ve Hristiyanlığın başlangıcından kalma, ufka damga vuran anıtlar biçiminde seriliyor ziyaretçinin gözleri önüne.

Saima Altunkaya kimdir?

Saima Altunkaya Paris’te yaşayan ve çalışan Alman-Süryani bir fotoğraf sanatçısıdır. Kariyerinin başlangıcında, moda dergileri ve reklam kampanyaları için fotoğrafçı olarak kendini tanıtır. 2014 yılında Cannes’da gerçekleşen Uluslararası Moda Fotoğrafçılığı Festivali’nde ödül alır.

Sanatçı, 2013 yılında iş seyahati nedeni ile ailesinin doğduğu topraklara, Türkiye’nin güneydoğusundaki Dicle nehrinin üst kısımlarında bulunan kireçtaşı sıradağları Tur Abdin’e gider. Bölge halen az sayıda Süryaniye, eski bir halkın mirasçılarına ve Hıristiyanlığı benimseyen ilk halklardan birine ev sahipliği yapmaktadır. Bu yolculuk hayatını değiştiren manevi bir uyanıştır. Kökenleri ve aile geçmişiyle ilgili yoğun bir yüzleşme süreci başlatır. Kimliğini yeniden keşfetmiş ve kabul etmiş olması, onu moda fotoğrafının güzel görünümünden uzaklaştırarak Tur Abdin’in fotoğraf belgelerine götürür. Figaro, Revue 21, Codex Magazine ve daha pek çok gazete ve dergide tanınmış gazetecilerle bölge hakkında haber yapmaya başlar. Bölgenin kalan kültürel mirasını ve sakinlerini fotoğraflayarak yıllarca süren terk ve yıkımdan kurtulan kalıntıları korumak istiyor.

edebiyathaber.net (24 Mayıs 2021)

Paylaş:

Yorum yapın