Bugün Tomris Uyar’ın doğumgünü. Yaşasaydı 72.yaşını kutlayacağımız Tomris Uyar’ı 4 Temmuz 2003′te kaybettik.
Dilimizin en duru, en keskin öykülerini yazdı Uyar. Öykü tutkunları için akla gelen ilk isimlerden oldu, öyküden şiire ya da romana varmamış bir öykücü olarak kaldı. Öykü yazmaktı onun işi. Öyküye ses vermek, ‘an’ları öyküleştirmek. Her öyküsü bir ‘an’a dair ve kahramanları hep bize yakın. Onun öykülerinde olmayan tek şey fazlalık belki de. Tomris Uyar öyküsünü okursunuz, bitirirsiniz, ama öykü sizinle kalır hep. O günlük hayatın sıradan diyebileceğimiz insanları, onların hüzünleri, çaresizlikleri, umutları size kalır. Titizlikle kurar dilini, öykü dünyasını. Biçimsel bir arayışın peşindedir her öyküsünde, öykü yolculuğunda ise belki de en çok ‘ruh arkadaşım’ dediği Virginia Woolf’un peşinde…
Onun öyküleri seslidir, kahramanlar konuşur. Az, öz konuşurlar, hiç fazlalık yoktur o seslerde. Ve koca bir boşluk bırakır okura. Semih Gümüş şöyle değerlendirir bunu: ”Kısa ve özlü konuşma tümceleri içinde yoğunlaşmış anlamlara gönderirler okuru. Okura da söylenen sözlerin ardındaki suskuları anlama çabası düşer ki, Tomris Uyar’ın öykülerini okumanın değeri de buradadır. Okura öğretmenlik edecek bir edebiyatı düşünmesi bile olanaksızdır onun: Yorumu okura bırakır.”
Füsun Akatlı ise Uyar’ın kahramanlarını şöyle anlatır: “Onun öykülerindeki, her biri insanlık cevherini başka bir katmanında saklayan karakterler kimlerdir? Sahip çıkılmayanlar, sahip çıkamayanlar, umarsızlar, yaşamaya özenenler, bir şeyleri kendilerine yediremeyenler, yaşamın köşeye kıstırdıkları, alışkanlıklara tutsak olanlar, kendine yabancılaşanlar, tükenenler, sıradanlığın usul güvenini taşıyanlar, kendini salıverenler, tutunmak isteyenler ve tutunmamak isteyenler…Hepsi bütün bu yaşantılarla baskın verirler Tomris Uyar’ı okuyanlara.”
İlk kitabı ‘İpek ve Bakır”ı 1971’de yayımlanan Tomris Uyar 1979′da ‘Yürekte Bukağı’, 1986′da da ‘Yaza Yolculuk’ Sait Faik Hikâye Armağanı’nı kazandı. 60’ı aşkın çevirisi kitaplaşan Uyar’ın günlükleri, “Gündökümü” genel başlığı altında yayımlandı.
Hiç şiir yazmadı ama İkinci Yeni’nin şairleri Turgut Uyar, Cemal Süreya ve Edip Cansever ile anıldı adı hep, onlara ilham oldu. ‘İkinci Yeni’nin Kraliçesi’…
Turgut Uyar ‘Tomris Uyar İçin Bir Şiir Kurma Çalışması ‘ adlı şiirinde şöyle diyor:
‘…denizi ve ormanı, açlığı ve başkaldırmayı ayırmadın
bırakılmış bir köşebaşının en güzel tanımıdır adın
seversin diye söylerim her şeyi, sana uygun olsun
çünkü her şeyin birbirine uygununu sen bulursun
gel ellerini ver en güzel ellerini öyle
ruhum, ateş yüreğim, kokum, birlikte öyle”
Edip Cansever ise ‘Yaş Değiştirme Törenine Yetişen Öyle Bir Şiir’ adlı şiirde şöyle seslenir Tomris Uyar’a
”…seni görünce dünyayı dolaşıyor insan sanki
hani etiler’den hisar’a insek bile
bir küçük yaşındasın, boyanmış taranmışsın
çok yaşında her zamanki çocuksun gene
ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.
mart ayında patlıcan, ağustosta karnıbahar
mutfağın mutfak olalı böyle
bir adın vardı senin, tomris uyar’dı
adını yenile bu yıl, ama bak tomris uyar olsun gene
ben bu kış öyle üşüdüm ki sorma
oysa güneş pek batmadı senin evinde
söyle
ben seni uzun bir yolda yürürken gördüm müydü hiç.”
Edip Cansever
İpek ve Bakır (1971), Ödeşmeler (1973, Dizboyu Papatyalar (1975), Yürekte Bukağı (1979) – Sait Faik Hikâye Armağanı, Yaz Düşleri/Düş Kışları (1981), Gecegezen Kızlar (1983), Rus Ruleti- Dön Geri Bak (1985), Yaza Yolculuk (1986) – Sait Faik Hikâye Armağanı, Sekizinci Günah (1990), Otuzların Kadını (1992), Aramızdaki Şey (1997), Gündökümü/ Bir Uyumsuzun Notları 1-2 kitapları Tomris Uyar’ın…
Bugün 71. yılında ‘iyi ki doğdun’ diyerek bir selam yollayın siz de Tomris Uyar’a. Bir öyküsünü okuyun. ‘Yağmur bütün gün yağdı. Damdaki kiremitler tıkırdadı. Rüzgar oluklara, pervazlardan içerilere savruldu. Başları örtülü kadınlar geçti yolda. Taşlar su sıçratarak kurudular’ diye başlayan Dizboyu Papatyalar’dan ’Çiçek Dirilticileri’ öyküsüyle selamladım ben usta öykücüyü. 1983 yılında imzaladığı kitabıntan öyküler okudum. Siz de bir öyküsüyle selamlayın Tomris Uyar’ı ‘sizin öykünüz’ hangisi olduysa. Yanında Turgut Uyar, Cemal Süreya ya da Edip Cansever’den bir şiir belki de. Yaşadıkları, yazdıkları ve doğdukları için hepsine bir selam olsun diye…
15-Mart-2014