“Ben farklı düşünüyorum ve hep bunu söylemek istemiştim” | Müjde Bayındır

Eylül 18, 2019

“Ben farklı düşünüyorum ve hep bunu söylemek istemiştim” | Müjde Bayındır

Çekingen insanlar, kendilerini istedikleri gibi ifade etmek gibi haklı ve derin bir arzu duyuyorlar. Yazar Rita Steininger de, Kendine Güven – Çekingenlikten Kurtulma Yolları’nda birçok araştırmadan yola çıkarak çekingenliğin nedenlerini, çıkış noktalarını ve çekingenlikten kurtulmak isteyenlerin uygulayabileceği alıştırmaları bir araya getiriyor. 

Rita Steininger, İletişim Yayınları’ndan çıkan yeni kitabı Kendine Güven – Çekingenlikten Kurtulma Yolları ile çekingen insanların topluluk içerisinde yaşadığı kaygılara yardımcı olmaya çalışıyor. Ayrıca serbest editörlük yapan Steininger’in kitapta değindiği en önemli konu, çekingen kişilerin günlük hayatlarında başkalarıyla iletişime geçmek zorunda oldukları basit işlerde dahi zorlanmaları ve bununla baş etmek için atılacak adımların neler olabileceği…

Utangaç, içine kapanık, çekingen, sıkılgan, pasif, mahçup veya özgüveni eksik… Çekingen insanlar, toplum içerisinde bu saydıklarımız gibi birçok farklı nitelemeyle tanımlanıyor. Yaptıkları hatta yapmadıkları birçok davranış sebebiyle de eleştiri konusu olabiliyorlar. Diğer insanlar tarafından “çekingen” olduğu söylenen bir kişinin, kendisini böyle tanımlaması da önemli bir ayrıntı. Bu davranış ve kişilik özelliğinin altında birçok farklı sebep yer alabiliyor. Çekingenliğin kalıtsal mı yoksa öğrenilmiş mi olduğu konusunda yapılan araştırmalar gösteriyor ki, ikisinin de durumda oldukça yüksek bir payı var.

Korkular, utanç, aile ortamı ve genetik faktörler gibi çeşitli etkenler çekingenlik durumunu besliyor. Çekingenlik problemi yaşamayan insanların oluşturduğu baskı ortamı da bu duruma tuz biber ekiyor denilebilir. Hatta burada bir özeleştiri durumu da söz konusu, zira çekingen insanlar da yapmak istedikleri ama yapamadıkları birçok şeyden ötürü kendilerine kızıp eziyet etmeyi ihmal etmezler. Böylece hem toplumun kişiye hem de kişinin kendisine değer vermediği negatif yönlü bir korelasyon oluşur.     

 

Çekingen olmayan diğer insanlar, mağdurlar üzerinde bir baskı ortamı oluşturabilir demiştik. Çekingenleri topluma kazandırmak, endişeli hallerini azaltmak, korkularını aşmalarını sağlamak amacıyla birçok farklı şekilde müdahalede bulunabilirler. Ama toplum içerisinde reddedilme, başarısız olma korkuları veya mükemmellik endişeleri yüzünden kendini geri planda tutan insanlar için diğerlerinin söylediği motivasyon cümleleri pek de etkili olmayabilir. Çekingen insanlar da reddedilmekten veya başarısız olmaktan korkmamak isterler elbette, ama bu o kadar da kolay olmaz. Toplumun istediği forma bürünmek ve bunun yarattığı baskıya dayanmak tüm bireyler için zor iken, çekingen kişiler mükemmeli ortaya koyma çabaları ile daha çok tıkanıp kalabilirler.

Çekingenliğin olumlu ve yapıcı kabul edilen bazı yanları da var elbette. Örneğin konuşmayı çok istese de iletişime geçmeye çekinen ve kendini ortaya koymayan insanlar, sessiz sakin olarak kabul edilir ve güvenilir olarak görülürler. Konuşmadığı için karşıdakini dinleyen ve iyi bir sırdaş olarak görülen birçok çekingen insan vardır. Sessiz sakin, dinlemeyi seven ve sırdaş özelliği taşıyan insanlar kibar ve düşünceli olarak kodlanabilir ve toplumda bu özellikleriyle yer bulabilir. Gürültücü ve yapay insanların yarattığı kakafoni yerine çekingen insanların istemeden de olsa oluşturdukları huzurlu ortam, birçok insana ilkinden çok daha samimi ve çekici gelebilir. Bu durumda da yapamadıkları şeylerden dolayı hissettikleri mutsuzluğu dengeleyici bir ortam oluşabilir.

Bu olumlu yönlerine karşın çekingen insanlar yine de kendilerini istedikleri gibi ifade etmek gibi haklı ve derin bir arzu duyuyorlar. Yazar Rita Steininger de, eserinde birçok araştırmadan yola çıkarak çekingenliğin nedenlerini, çıkış noktalarını ve bu durumdan kurtulmak için yapılacak alıştırma ve uygulamaları bir araya getiriyor. Kuruntuları ve endişeleri aşabilmek için öncelikle zihin kontrolü yapmak gerekiyor. Önemli olanın olaylar değil, o olaylar hakkındaki düşünceler olduğunu ortaya koyan bu çalışmalar, okuyucuları daha pozitif ve yapıcı olmaya çağırıyor. Zihnin dinlenmiş olması ve olumlu düşüncelerle doldurulması gerçekten çok önemli. Kuruntuların zihni tekrar işgal ettiğinin fark edildiği an, sınırı çekmek ve zihni başka bir şeyle oyalamak gerekiyor. Pozitif düşünmeyle birlikte korkuları da yenmek için savaşmak şart. Falcılık yapmak ve kötü olasılıkları düşünmek beyni gereksiz yere yoruyor ve moralmen çöküntü yaratıyor. Bunun dışında kitapta yer alan çeşitli nefes egzersizleri de çekingen insanların uygulayabileceği adımlar arasında.

Çekingen insanların içlerindeki sabotajcıyı ve eleştirmeni de susturmaları gerekiyor. Özellikle bunun kişinin iç sesi olmadığının farkına varılması önemli. Olumlu yaklaşımlar her zaman yapıcı oluyor. Kitapta yapıcı özeleştiriler oluşturmak için de çeşitli öneriler mevcut. Bir anlamda kişinin kendisini ruhsal anlamda dibe vurduran birçok özelliğini tekrar inşa etmeye çalışacağı uzun bir süreç söz konusu. Yolun sonunda kendine daha az saldırmayı başarmak, kendi değerini öğrenmek ve özgüven oluşturmak gibi heyecan verici büyük şeyler var.

edebiyathaber.net (18 Eylül 2019)

Paylaş:

Yorum yapın