Adalet Ağaoğlu’ndan Başbakan’a mektup

Haziran 14, 2013

Adalet Ağaoğlu’ndan Başbakan’a mektup

Yazar Adalet Ağaoğlu, Başbakan’a yazdığı mektupta, Gezi Parkı ve yeni anayasa konusunda eleştirilerine yer verdi. İşte Ağaoğlu’nun mektubu:

“Sayın Başbakan dikkatlerine;

Birey hakkını savunma dayanışması

Anayasasıyla demokrasiden mahrum Türkiye Cumhuriyeti devletinin seçilmiş Başbakan’ı Sayın Recep Tayyip Erdoğan;

Yaşım ve fizyolojik engellerim nedeniyle makamınıza gelip Gezi Parkı eylemleri hakkında sizinle yüz yüze görüşerek bu olgu üstüne görüşlerimi ifade edememekteyim. Hoşgörün. Partinizle 3 seçim TBMM’de iktidarı elinizde tutmayı başardığınızı biliyorum. Başbakanlığınız altındaki hükümetinizle birlikte memleket adına olumlu adımlar attığınızın farkındayım.

Ekonomiyi iyileştirmeniz, Güneydoğu’daki 30 yıldır minicik çocuklarımıza kadar ölüm kıyımıyla süregiden iç savaşa karşı bir çözüm ve barış yolu açabilmiş olmanız büsbütün övülmeye değer. Fakat yazık ki defalarca TBMMM Anayasa Çalışma Kurulu Başkanlığı’na kadar yazıp önerdiğim gibi demokratik meşru bir anayasa hazırlanmasında son seçimler sırasında gösterdiğiniz büyük ilgi ve heyecanınız artık pek görülmemekte.

Konuyla ilgili bulunan kurulda yapılan çalışmalarda uzlaşmaya yatkın bir durum görülmemekte. Güney ve Güneydoğu’da açtığınız barış süreci de eşitlikçi demokrat ve darbe anayasalarını tadilen yepyeni bir anayasa yapmaya doğru evrilmedikçe bir sonuç verecek gibi değil. Verse de eski hamam eski tas gibi kalacak. Sağıma soluma bakıyor, görüp dinliyorum. Bu konuda kuşkular içindeyiz. Zaten BDP’nin altını çizip durduğu demokrasi görüş ve önerisi de apaçık. Çünkü TBMM’nin partilerinin birlikte anlaşarak aldığı kararlar cumhuriyet devletine uygun düşebilir, ama seçim yasası nedeniyle toplumun çoğunluğunu kucaklamakta, uzak kalmakta.

Sayın Başbakanımız; ben memleketimizin bütün kırılma hallerini, dönüşüm ve sözde değişimlerini görmüş, taa içinde yaşamış biriyim. Bu kadar yetenekli, çalışkan, sorumluluk duygularıyla yüklü ve çok sabırlı toplumumuz hala daha huzurlu bir hayata kavuşabilmiş değil. Geçmişte dış düşman geldi geliyor korkularıyla yaşandı, şimdi de çağa ayak uyduramamak, eşitlikçi, demokratik bir hayata kavuşamamak, sadece yurttaş bireyler olarak insan haklarımızı kullanmamıza dahi, yatak odalarımıza kadar uzanan neredeyse sizin kişisel yasaklarınızla engel olunmakta. Size göre tektip üslup, sessiz, itaatkar, emirverici olunması makbuldür.

16-22 hatta 26 yaş arasındaki gençliğin yetişme çağında ana babalarıyla nasıl gerilimlere düştükleri bilinir. Herkes yaşamıştır bunu, çünkü “ben varım, kendimim, sorumluluklarımın farkındayım” bilincine ulaşılmıştır. Hele günümüzde ekonomik ve kültürel alışverişin neredeyse bir dünya milleti yarattığı çağımızda…

Gezi Parkı olgusu nedeniyle 90 kuşağı dediğimiz gençlerimiz bilgisayar dünyasına doğdular. Dünyada olup biten her şeyi görüp işittiler ve şahsen dünyayı, planet’imizi anlayıp anlamlandırmakta beni çoktan geçtiler ve her büyük geçiş gibi çalkalanmalar olması doğal karşılanmalı. Yeter ki ikiyüzlülük, samanaltından su yürütmeler olmasın. Bana göre söz konusu gençler son derece samimiler, günümüz evrensel planda insan hakları meselesinde ne istiyorsa onlar da hemen hemen oradalar. Sert uyarılardan önce kendinizi bir an için onların yerine koymaya çalışınız. Ortalıkta büyük bir kargaşa görüldüyse, bu sizin polisinizin göreve çağrılmasından, özellikle sizin seçim sandığını ısrarla göstere göstere iktidar gücü sağlayamamış yurttaşları hiçseyen tutumunuzdan ileri gelmekte kanımca”.

14 Haziran 2013

Paylaş:

Yorum yapın