Kürtçe yayın canlanıyor

Mayıs 29, 2012

Kürtçe yayın canlanıyor

Kürtçe yayın yapan yayınevleri, Kürtçe kitap, dergi ve CD satışlarının geçen yıla göre yüzde 30 oranında arttığına dikkat çekiyorlar. Çocuk katılımcıların sayısında hızlı bir artış görülüyor.

TÜYAP ve Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği ile bu yıl 3.’sü düzenlenen Diyarbakır Kitap Fuarı, yaklaşık 98 bin okurun katılımıyla önceki gün sona erdi.

Diyarbakır dışında Batman, Mardin ve Elazığ’dan okurların katıldığı, 135 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun yer aldığı fuarda, 44 kültür etkinliği düzenlendi.

Diyarbakır Kitap Fuarı, bu yıl geçen iki yıla göre çok daha sağlam bir program ve bilinçli bir katılımla gerçekleşti. Fuarda bulunan 15 kadar Kürtçe yayınevine ilgiyse oldukça yüksekti. Fuarın geçen yıla göre en önemli farkının, çocuk katılımcıların sayısındaki hızlı artış olduğunu söylemek yanlış olmaz. Fuarda konuştuğumuz ana-babalar, çocuklarının Kürtçenin temelini almasını sağlamak, onları asimilasyondan kurtarmak istediklerini belirtiyorlardı.

Kürt Yazarlar Derneği üyesi Mehmet Deviren “Yetişkin okurların da sayısı arttı” diyor ve devam ediyor: “Kürtçe kitap, dergi ve CD satışlarımız, geçen yıla göre yüzde 30 daha fazla. Diğer yandan Kürt yazarların imza günlerine ortalama 100-150 kadar okur katılım gösteriyor.”

Deviren, bu durumun son yıllarda Kürtçe üzerindeki baskının azalmasıyla paralel geliştiği yönünde bir düşünceye sahip değil. Çünkü ona göre Kürtçe üzerindeki baskı azalmış da değil, Kürtçenin, mahkemelerde hâlâ “bilinmeyen bir dil” olarak geçtiğini hatırlatıyor. Devletinse, başta Mem-u Zin’i Kürtçe basma girişimi olmak üzere, Kürt açılımı çerçevesinde attığı hiçbir adımı inandırıcı bulmadıklarını ifade ediyor. “N’aparsak biz kendimiz yaparız” diyerek, derneğin Kürtçe eğitim çalışmalarına getiriyor sözü. Kürt halkının kendi dilini okuma ve öğrenme konusuna ilgi duymaya başladığını rakamlarla anlatıyor: “Bu yıl yaklaşık 5 bin kişi Kürtçe eğitim sertifikası aldı. Derneğimiz ayrıca bu yıl Zazaca kursunu da faaliyete geçirdi, ilgi şimdiden yoğun.”

Ardından Türkiye PEN Diyarbakır Temsilcisi Şeyhmus Diken’le konuşuyoruz. Diken de, Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin yaptıkları protokolün, fuarda yarattığı farkındalık atmosferine dikkat çekiyor: “Bu yılki fuarda tüm alanlara yer verilmeye çalışılmış, Kürtçe kitap basan yayınevlerinin hepsinin temsiliyeti var. İş Bankası ve Ayrıntı Yayınları gibi, geçen yıl gelmeyen büyük yayınevleri de bu yıl fuarda, hem de fuara özel kitaplarıyla.”

Fuarda en çok satan Kürt yazarlar ve kitapları arasında, İrfan Welat’ın“5 No’lu Cezaevi”, Azad Zal’ın “Zimane Kurdi”, Yalçın Sarılmaz’ın“Bi Kurdi Bikene” ile Omer Dilsoz’un “Neynika Dili” adlı kitapları bulunuyor. 

Kadın tutuklular için

Fuar süresince, “Kadın Tutuklular İçin Kitap Kampanyası” başlatan Kadın Yazarlar Derneği’nin standındayız. Dönem sözcüsü Sevim Korkmaz Dinç, kampanyanın yalnızca bölgedeki kadın derneklerinden değil, aynı zamanda fuar katılımcılarından destek gördüğünü belirtiyor ve şöyle devam ediyor: “Bugün Türkiye’de cezaevlerindeki kadınların koşulları çok daha ağır. Başta Diyarbakır E Tipi ile Silivri cezaevleri olmak üzere, cezaevlerinden kadın yazarların okuma ve yazma hakları ellerinden alınıyor. Bu kampanyayı başlatırken, kadın tutukluların okuma ve yazma özgürlükleri başta olmak üzere, cezaevi koşullarını iyileştirelim istedik.”

‘Acılar batıda bilinmiyor’

Fuarın en fazla ilgi gören etkinlikleri ise Can Dündar’ın katıldığı “Medya Neden Bu Halde?” ile Murathan Mungan’ın katıldığı “Bir Dersim Hikâyesi” başlıklı paneller oldu.

Can Dündar’ın “Bu topraklarda yıllardır siz zaten doğru haberleri almak için çatılarınıza çanak antenler taktınız. Yönünüzü Roj’a çevirdiniz. Artık sanırım batıda da çanaklar Roj’a çevrilecek”sözleri uzun süre alkışlanırken; Murathan Mungan da, Diyarbakır’da da Dersim’e benzer acılar yaşandığını hatırlatarak “Bu topraklarda 30 yıldır acılar yaşanıyor ama bu topraklarda yaşayanların acılarını batıda yaşayanlar bilmiyor; hissetmiyor! Edebiyat bu farklılığı kaldırmaya, Erzurum’da yaşananla İzmir’de hissedileni aynı kılmaya yarar” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Cumhuriyet (29 Mayıs 2012)

Paylaş:

Yorum yapın