Can Dündar: “Sadece öldürülen âşıklar yaşar. Aşkta ölümle yaşam arasında ters orantı var.”

Mayıs 17, 2012

Can Dündar: “Sadece öldürülen âşıklar yaşar. Aşkta ölümle yaşam arasında ters orantı var.”

Değişen zaman hiçbir şeyin aslına sadık kalmasını istemiyor; tanıdık duyguların hepsi artık yabancı! Bundan yirmi yıl önce, henüz cep telefonu denen meret elimize düşmemişken nasıl buluşuyorduk sevgiliyle? Nasıl buluyorduk birbirimizi? Ve sevişmek, sevmekten gelmiyor muydu öteden beri? Dizilerden mi öğrenir olduk sevmenin hallerini?…

Can Dündar’ın yeni kitabı Aşka Veda, değişen dünyanın biçim bozumuna uğrattığı kadın-erkek ilişkilerine mercek tutuyor. Beş bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde Can Dündar;  edebiyatta aşkı, yalnızlığı, özlem duygusunu, yazar ve şairlerin aşk anlayışını anlatıyor. “Ey Aşk, Sen Nelere Kadirsin” adlı ikinci bölüm ise adından da anlaşılacağı gibi eşine az rastlanır sevda öyküleri açığa çıkıyor: Sırrı Sakık’ın Kürt davasını hiçe sayan tutkusu, Aziz Nesin’in yaşlı genç, tüm sevgililerine yazdığı ama bir türlü yollayamadığı mektuplar, İzmirli bir kızın Mardinli bir Kürt gence duyduğu karşılıksız aşk ve bir delikanlının vitrin mankenine olan imkansız aşkı…
 
“Kadın / Erkek, Bizim Kadınlarımız ve Erkeklerimiz” adlı bölüm, hem kadın ve erkeklerin farklı doğalarına dair saptama ve gözlemleri, hem popüler kültürün yarattığı isimleri (İbrahim Tatlıses, Fatmagül, Seğer Ağa, Hülya Avşar) hem de Nazım Hikmet gibi yakın tarihten önemli isimlere dair anekdotlar ışığında, Türk milletinin kadın-erkek ilişkisi tipolojisi üzerine değerlendirmeleri barındırıyor. Değişen kültür, aşınan feodal dünyanın getirdiği absürtlükler, bir kan kaybeden bir cevvalleşen maço kültür ve bunun cinsel ilişkilerde yola açtığı tuhaf tezahürler, bu bölümde işlenen temalardan bazıları.
 
“Aşkın Dünü Bugünü” adlı bölümdeyse yazarın mensubu olduğu 70’ler ile günümüzün aşk ve cinsellik anlayışı karşılaştırılıyor: Ana tema, ilişkilerin serbestleşmesi ama şefkatsiz şehvetin yol açtığı ciddi sorunlar. Eskiden cinsellik bir tabuydu, oysa bugün her yerde, elimizin altında ama insanlar, gençler hiç de mutlu değil. Çünkü aşk, her alanda kendini gösteren piyasa ekonomisinin etkisiyle büyük yara aldı. Günümüzde, her an değişen modaya koşut olarak, erkek ve kadın tipleri de sürekli değişim halinde, bu nedenle “vitrin” öne çıktı. Oysa eskiden, kadın ve erkek ilişkisi toplumun ve geleneklerin baskısı altındaydı ama, belki hayal gücünün de etkisiyle daha sıcak, daha gerçek duyguları yaşamak da mümkündü.
 
Son bölüm; “Piyasanın Güdümündeki Eros”. Vitrinin, görüntünün, imajın en önemli mesele haline geldiği günümüzde Eros’un ve aşkın giderek piyasa ekonomisinin emrine girmesi anlatılıyor. Bunun sonucu olarak, genç nüfusta patlayan imaj çılgınlığı, seks saplantısı, sadakatin, sevdanın giderek geri plana itilmesi, elbise değiştirir gibi sevgili değiştirmek  temaları bu bölümde işleniyor. Evlilik kurumunun bitmek bilmeyen artçı sarsıntılarına da bu bölümde değiniliyor.
 
Maço kültürü, feodal toplum yapısı, şiddet, tecavüz ve hepsinin karşısında can çekişen Eros… Can Dündar, her ne kadar merhametli bir dille anlatmak istese de Aşka Veda, şimdiye dek yazılmış en güçlü protesto kitaplarından biri olarak zihinlere kazınacak!
 
CAN DÜNDAR

16 Haziran 1961’de Ankara’da doğdu. 1982’de AÜ, SBF Basın- Yayın Yüksek Okulu’ndan mezun oldu. 1986’da İngiltere’de London School of Journalism’i bitirdi. 1988’de, ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde Siyaset Bilimi dalında yüksek lisansını tamamladı. 1996’da aynı bölümde doktora derecesi aldı. 1979 yılından beri gazetecilik, belgesel yapımcılığı, TV programcılığı yaptı. 2001 yılından beri Milliyet gazetesinde köşe yazıları yazıyor. Kitapları: Demirkırat (M.A. Birand ve B. Çaplı’yla birlikte, 1991), Sarı Zeybek (1994), 12 Mart: İhtilalin Pençesinde Demokrasi, (M.A. Birand ve B. Çaplı’yla birlikte, 1994), Gölgedekiler (1995), Hayata ve Siyasete Dair (1995), Yağmurdan Sonra (1996), Ergenekon (Celal Kazdağlı’yla birlikte, 1997), Yârim Haziran (1998), Benim Gençliğim (1999), Köy Enstitüleri (2000), Nereye? (2001), Yaveri Atatürk’ü Anlatıyor: Salih Bozok’un Anıları (2001), Uzaklar (2002), Yükselen Bir Deniz (2002), Savaşta ne Yaptın Baba? (2003), Bir Yaşam İksiri: Dr. Nejat F. Eczacıbaşı (2003), Mustafa Kemal Aramızda, (Ülkem Özge Sevgilier’le birlikte, 2003), Büyülü Fener (2003), Duvar (Ege Dündar’la birlikte, 2003), Yıldızlar (2004), Sedat Alp: İlk Türk Hititoloğun Yaşam Öyküsü, (Fatma Sevinç’le birlikte (2004), Kırmızı Bisiklet (2005), Nâzım (2005), İlk Durak-İETT, (Nebil Özgentürk’le birlikte, 2005), Özel Arşivinden Belgeler ve Anılarıyla Vehbi Koç I. (2006), Yüzyılın Aşkları (2006), Karaoğlan, (Rıdvan Akar’la birlikte, 2006), İsmet Paşa, (Bülent Çaplı’yla birlikte, 2006), Yakamdaki Yüzler (2007), Ecevit ve Gizli Arşivi (Rıdvan Akar’la birlikte, 2008), Ben Böyle Veda Etmeliyim: İsmail Cem (2008), Özel Arşivinden Belgeler ve Anılarıyla Vehbi Koç II. (2008), Mustafa (2009), Anka Kuşu (2009), Lüsyen (2010), Canım Erdalım Sevgili Babacığım (2011).
 
edebiyathaber.net (17 Mayıs 2012)

Paylaş:

Yorum yapın