Çiziyorsam Sebebi Var: Bengi Gençer | Ayşe Yazar

Eylül 17, 2022

Çiziyorsam Sebebi Var: Bengi Gençer | Ayşe Yazar

Çizimle olan ilişkiniz ne zaman başladı?

Kendimi bildim bileli çizim yapıyorum. Küçük bir çocukken sessiz kalmayı, hayallere dalmayı ve kağıtlara çizim yapmayı çok severdim. Okula başlamamla birlikte sıramda ders kitaplarıma, evde defterlere ve odamın duvarlarına çizimler yapmaya başladım. Ortaokul ve lise yıllarımda yağlı boya resim dersleri aldım. Yağlı boya resim benim için çok kıymetli olsa da üniversitede grafik tasarım okumayı tercih ettim.

Hacettepe Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik bölümünde okurken hikâye kitapları ve ders kitapları resimlemeye başladım. Mezun olduktan sonra birkaç yıl grafik tasarımcı olarak çalışırken bir yandan ders kitapları resimlemeye devam ettim. Bir çizim blogu açtım ve her gün çizimler paylaşarak kendimi çizerek ifade etme şansı yakaladım. Sonrasında illüstratör olarak çalışmaya başladım. Tübitak Meraklı Minik ve Bilim Çocuk dergileri için aylık çizimler hazırlamaya başladım. Halen devam ettiğim bu süreç benim için çok değerli ve heyecan vericidir. Her ay farklı konuları resimlemek, bilgiler edinmek, farklı sayfa tasarımlarına göre çalışmak çok değerli. Bu sırada okul öncesi eğitim materyalleri ve farklı yayınevleri için resimli çocuk kitapları illüstrasyonları hazırlamaya devam ettim.

Çizer kitaba nasıl hazırlanır?

Çocukları gözlemlemeyi çok değerli bir kaynak olarak görüyorum. Kıyafetleri, ilgi alanları, kendilerini ifade edişleri, değer verdikleri eşyaları, hayalleri, korkuları, istekleri… Gözlemlemek, eskiz olarak not etmek, çocuklarla sohbet etmek, henüz elinizde bir metin yokken dahi sizi yeni hikayeleri resimlemeye hazırlıyor. Çocuk kitapları okumak, biyografi ve belgesel izlemek hayata dair birçok bilgiyi edinme imkânı veriyor.

Tüm bunlardan ilham alarak, resimleyeceğim öykünün geçtiği mekânı, iklimi, bitki örtüsünü, yaşam tarzını mutlaka araştırıyorum. Bu sırada renk skalası, desenler gibi özellikler zihnimde belirmeye başlıyor. İmkân olursa hikâyenin geçtiği mekânın doğasına dair ipuçlarına, iç mekanlarda da yer veriyorum. Örneğin Bozkır’ın Renkleri kitabında karakter yemyeşil ağaçlarla dolu bir bölgede yaşıyor. Odasında ahşap mobilyalara, ahşap oyuncaklara, duvarında palamut ve kozalakla yapılmış süslemelere yer verdim. El emeğine de değer verdiğim için çocuğun kışın el örgüsü bere ve hırka giymesini istedim.

Çalışırken verimliliğimi arttırmak için sessizliği tercih ediyorum. Yine de zaman zaman kulaklıkla podcast dinleyerek çalışmak hem merak ettiğim konulara dair bilgi edinmemi sağlıyor hem de zamanı daha verimli kullanabildiğimi hissettiriyor. Bazen de eğer süre gittikçe azalmışsa hareketli müzikler dinleyerek çizim tempomu arttırıyorum. Çalışmak için oturduğumda planladığım çizimler bitene kadar kalkmadan devam etmek de beni motive ediyor. Tabii sonrasında bel ağrıları da artabiliyor, buna da dikkat etmek gerek. 🙂

Çizimlerinizi yaparken yazar ya da editör ile nasıl diyaloglar gelişiyor aranızda?

Resimli çocuk kitaplarını hazırlarken editör ile iletişimde oluyoruz. Genelde doğrudan yazarla görüşme imkânımız olmuyor. Metni ilk okuduğumda zihnimde kitabın görsel anlatım dili ile ilgili genel bir taslak oluşuyor. Çoğunlukla bu taslak üzerinden ilerliyorum.

Sayfaların yerleşimi için ilk eskizleri hazırlarken editöre ya da yazara soracağım soruları listeliyorum. Sanırım bu biraz da bilim konulu dergiler için illüstrasyon hazırlamaktan gelen bir alışkanlık. Bu sorular kimi zaman konunun geçtiği mekânın doğası ile ilgili olabildiği gibi kimi zaman karakterin herhangi bir özelliğine dair olabiliyor. Aldığım cevapların ardından benim için sayfalar çok daha şekillenmiş oluyor. Bu sırada metinde bahsedilmemiş minik detayları, sayfa tasarımlarına eklemekten keyif alıyorum. Sayfa taslakları ile birlikte bu minik detayları da editörüme not olarak iletip, onayını aldıktan sonra orijinal çizimlere geçiyorum.

Sanatınızı/çizimlerinizi beslemek için neler yapıyorsunuz?

Resimli çocuk kitapları ve 8-12 yaş grubu hikâye kitapları okumayı çok seviyorum. Bu sayede yerli ve yabancı birçok değerli illüstratörün çalışmalarını takip etme şansım da oluyor. Sosyal medyayı ağırlıklı olarak illüstratörleri takip etmek amacıyla kullanıyorum. Ekranımda çoğunlukla çocuklar için hazırlanmış illüstrasyonlar ve yeni basılan kitap haberlerinin görselleri akıyor. Farklı tarzlara sahip illüstratörleri takip etmek, metnin görselleştirmesi ile olduğu kadar anlatım dili, tarzının değişimi ve cesareti hakkında da ilham veriyor. Hayranlıkla takip ettiğiniz bir illüstratörün üretim sürecinde sizinkine çok benzer noktalara takılıyor olduğunu veya gününü planlarken nasıl dağılabildiğini görmek bile heyecan verici.

Bir kitabın rafta yerini alana kadar geçirdiği mutfak sürecini çizer cephesinden anlatır mısınız?

Bu oldukça uzun ve detaylı bir süreç. Yayınevi, metni için çizim tarzımı uygun görürse benimle iletişime geçiyor. Benim ilk sorduğum soru genelde çalışma takvimi oluyor. Kitabı baskıya hazır hale getireceğimiz ve baskıya gireceği tarihleri öğrenmek, sağlıklı ilerlemek açısından önemli.

İkinci sorum da büyük ihtimalle sayfa ebatı oluyor. Metin bana ulaştığında, önce de belirttiğim gibi soracağım sorular beliriyor ve gelen cevaplara çok değer veriyorum. Kitabın taslağını hazırladığımda editörümle fikir alışverişinde bulunuyoruz. Sayfa tasarımlarını, metin ve görsel yerleşimlerini büyük ölçüde hazırlıyorum. Bazen de bazı sayfaları birlikte çözümleyerek çok daha verimli sonuçlar alıyoruz. Her zaman editörümle iletişim halinde olarak ilerliyorum. Birbirimizi anlamak sürecin akışı için kıymetli. Orijinal çizimlere geçmeden önce gerçeğe yakın taslaklar hazırladığım ve üzerine konuştuğumuz için çoğunlukla fazla düzeltme, değişiklik isteği gelmiyor. Bunun da kitabın oluşumuna olumlu katkı sağladığını düşünüyorum.

Paylaş:

Yorum yapın