Çiziyorsam Sebebi Var: Seda Çubukçi Antlı | Ayşe Yazar

Mayıs 7, 2022

Çiziyorsam Sebebi Var: Seda Çubukçi Antlı | Ayşe Yazar

Çizimle olan ilişkiniz ne zaman başladı?

Çok klişe bir cevap olacak ama çocukluğumdan beri çizim yapıyorum. İlkokulda iş eğitimi öğretmenimiz hafta sonları resim kursu açmıştı ve koşarak gidip yazılmıştım J tabi sonrasında hayat beni çok farkı yerlere sürükledi muhasebe okudum ve bir kamu kuruluşunda çalışmaya başladım 10 yıldır halen çalışıyorum.

Bu süreçte hiç çizim yapmayı bırakmadım hobi amaçlı devam ediyordum muhasebe okurken bile Güzel Sanatlar Fakültesinde açılan resim kursuna gittim. Bu böyle devam ederken birden yetenek sınavına girme ve Güzel Sanatlar Fakültesinde   okuma serüvenim başladı. İstanbul Aydın Üniversitesi çizgi film ve animasyon bölümünü bitirdim. Görsel Sanatlar alanında yüksek lisans yapıyorum tez aşamasındayım ve tez konum okul öncesi çocuk kitaplarında kullanılan illüstrasyonların toplumsal cinsiyet kavramı açısından incelenmesi. Bunu bur da noktalayıp hem tam zamanlı 8-5 çalışıp hem freelance illüstratör olmak hem de yüksek lisans yapmak durumuna dönelim. Benim için oldukça yorucu ve zor bir süreç başlamıştı. 2019’dan beri bu şekilde devam ediyorum ama çok bölündüm ve odaklanma problemi yaşadım bu süreçte .10 yıllık beyaz yakalılıktan istifa fikirleri defalarca geldi gitti ama cesaret edemedim. Şu an o eşikteyim, karar verme süreci zor ama insanın kendi hayatına dair yeni yollar belirlemesi çok heyecan verici. Bunu düşünmek bile heyecanlandırdı beni. Bu bir ayda her şey netleşecek. Her şeyin hayırlısı. Her şey çiziyordum. Gördüğüm, görmediğim kadın figürleri ve çocuk karakterlerini çok çizerdim. Çizdiğim karakterleri 3d modellerdim ama o maceramı okulda bıraktım, okuldan sonra animasyon yapmayı tercih etmedim. Tamamen çocuk kitaplarına yöneldim.

Çizer kitaba nasıl hazırlanır?

Kitaba hazırlanma süreci bence en sancılı süreç çizme aşamasından ziyade başlama ve hazırlık aşaması zor. Yeni bir iş, yeni bir kitap, bunun heyecanı ve bir işe başlamak her zaman insana daha zor gelir. İlk olarak metni baştan sona okurum. Okuma bittikten sonra baştan tekrar okuyup o anda gelen ilhamla ufak notlar alırım. O yüzden ben metni dijitalde değil kâğıt üzerinde okumayı tercih ediyorum. Yani metin basılı olacak, o benim olmazsa olmazım. Kenara, kıyıya köşeye kalemle notlar alıyorum; bazen o an karalama yapıyorum bu bana çok yardımcı oluyor. Sonra o notlara istinaden çizim yapacağım sayfaları belirliyorum ve 1. sayfa yazıp başlıyorum eskiz yapmaya. Eskiz – taslak, onay aldıysa birkaç stil denemesi, renk denemesi sonra o sayfayı komple bitiriyorum ve tekrar onay sürecine giriyorum. Sonrası çorap söküğü. Stili, renk paletini, kitabın hangi tarzda gideceğini ilk sayfada belirliyorum ve o onayı aldıysa devam ediyorum. Almazsa birkaç deneme daha yapıyorum. (Genelde onay alınıyor) Evde çalışmayı çok seviyorum ve çalışma odam buna müsait. Mumlar yakılır kokular, palo santolar vs ortam bu şekilde hazır edilir. Fonda muhakkak film, dizi veya müzik olmalı.

Kütüphanemde bol bol çocuk kitapları var, yerli yabancı hiç fark etmiyor. İlham almak ve bakış açımı değiştirmek için bana faydalı oluyor. Misal şu an Kendine Ait Bir Oda kitabını okuyorum. Sinema ile de yakından ilgileniyorum. İyi bir izleyici olduğumu düşünüyorum, bir animasyon mezunu olup çok fazla fantastik sevmemek biraz garip gelecek ama temelinde insan olan ve toplumsal hikayeleri barındıran belgesel, film dizi izlemeyi severim. En son Tenere diye bir film tadında belgesel izledim. Muazzam bir işti, çok etkilendim ve ilham aldım. Bu tarz içerikleri seviyorum. Animasyon film izlemek olmazsa olmazım, ufkumu açıyor özellikle Miyazaki’nin bütün filmlerini izledim. En son izlediğim dizi After Life, biraz duygusal olsa da iyi bir iş bence. Türk yapımı dizilere gelince Ayak İşleri’ni çok sevdim, Gibi dizisi favorim ve On Bin Adım sevdiğim yapımlar.

Çizimlerinizi yaparken yazar ya da editör ile nasıl diyaloglar gelişiyor aranızda?

Proje esnasında kitaba başladığımız zaman eşimden daha sık görüştüğüm kişiler haline geliyorlar. Editörler çok emek veriyor. Yazar ve çizer arasında köprü oluyor, yayın evini idare ediyor. Oradan oraya aktarmaca, koşturmaca, düzeltmece yapıyor.

Cidden zor iş. Benim genel olarak iletişimim iyidir bu zamana kadar öyle ciddi problemler yaşamadım ama bazen defalarca gelen revizelerden sonra hafiften sinirleniyorum fakat bu halim  hemencik geçiyor. Yazarlar kıymetlilerimiz, seviyorum hepsini. Hem yazarı hem editörü hem yayınevini çizim noktasında tatmin etmek bize düşüyor; eğlenceli süreçler.

Sanatınızı/çizimlerinizi beslemek için neler yapıyorsunuz?

Öncelikle her gün çizim yapmaya gayret ediyorum ve bol bol araştırıyorum. Daha farklı nasıl çizerim diye çok fazla görsele maruz bırakıyorum kendimi. Pintereset ve behance hesaplarından çıkmıyorum.

Kaliteli içerikler izlemeye gayret ediyorum. Film, dizi belgesel ve animasyon izleyerek görsel hafızamda farklı açılar oluşturmasını sağlamaya çalışıyorum. Farklı çizer arkadaşların işlerine bakıyor onları takip ediyorum hatta bazen istişare ediyorum çizer muhabbetleri yerli yabancı çokça illüstratörü takip ediyorum ve bu arada “vakurfırça” adlı bir youtube kanalı açtım. Ruhumu nasıl besliyorum; neler izliyor, neler okuyor, nasıl çiziyorum gibi konu başlıkları var youtube kanalımda.

Bir kitabın rafta yerini alana kadar geçirdiği mutfak sürecini çizer cephesinden anlatır mısınız?

Metin geldikten sonra heyecan ile başlar serüven ve ilk okumadan sonra start verilir. Bol bol eskizler, telefon trafikleri, zaman zaman zoom görüşmeleri ile devam eder. Yani çizer olarak kendi açımdan çocukların elinde son bulacak bir perde arkası var, biliyoruz ki bu iş bitecek ve bir minik bu kitabı eline alacak. İşte bu sonucu düşünmek bize yetiyor. O an ne hayal kurdu, ne düşündü acaba, yeni bir pencere açtık mı zihninde, gibi sorular da hep daha iyisini çizmeye sevk ediyor. Çocuklara yönelik çalışma yaptığımız için sınırları zorlamak, basite almamak gerek diye düşünüyorum.

edebiyathaber.net (7 Mayıs 2022)

Paylaş:

Yorum yapın