Müge Koçak’a 6 soru | Can Öktemer

Haziran 18, 2021

Müge Koçak’a 6 soru | Can Öktemer

En son okuduğunuz kitabın adı nedir?  İzlenimlerinizi öğrenebilir miyiz?

Eş zamanlı okuduğum kitaplar var. Son okuduğum roman Şeniz Baş’ın Kahraman ve Cellat’ı ve öykü kitabı Murat Gülsoy’un Belirsiz bir Anın Kıyısında, ve deneme Lydia Davis’ten Essay One (okumaya devam ediyorum)

Kahraman ve Cellat, iyi kurgulanmış sahne parçalarından oluşan bir roman, bir büyüme romanı da diyebilirim. Huzursuz bir çatı altında, baba-kız hesaplaşmasını, anne-kız ilişkisini, anne-baba çıkmazını ve aile kavramlarını Gülce’nin gözünden anlatıyor okura. “Aile kutsaldır, kapı kapatılır ve evde ne yaşanıyorsa orada kalır,”a karşı çıkmış Şeniz, bize bu kapıları açmış ve içeriye bakın diyor, aileye, eve, çekirdeğe. Kitabın saf bir tarafı var çünkü ilk izlenimleri doğrudan çocuk ağzından okuyoruz, geri dönüşlerle değil. Roman boyunca da o çocuğun büyümesine ve büyürken yaşadığı değişime tanıklık ediyoruz. Aile içinde yaşanan şiddetin boyutu, büyüyen Gülce ile birlikte daha çekilmez bir hâl alıyor. Öte yandan Gülce büyüdükçe bu şiddete karşı duruşu daha pervasız ve net oluyor. Romana uzaktan bakıldığında, ailedeki şiddetin ona karşı duruldukça daha da sertleşmesinin yansımasını toplumun her alanında görebiliyoruz.

Belirsiz Bir Anın Kıyısında, Murat Gülsoy’un evrenine alışık olanları hemen içine alan, olmayanlar içinse çok iyi bir tanışma kitabı bana göre. Ustaca kurgulanmış metinler, öyküyle ilgilenen herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum. Her bir öykü, üzerinde ayrı ayrı düşünülmesi gereken nitelikte. Bendeki en büyük etkisi metinden taşan sorgulamalar. Tüm öykülerde ağırlıklı olarak bu his var. Görünene aldanmamak, ölüm ile hayat arasındaki o ince çizginin sınırlarında dolaşmak, zamanın gerçekliğini eğmek ve okura ana dair yanılsamalar sunmak.  Tüm bunlar tekinsiz bir evren yaratıyor. Çok katmanlı ve dışarı taşan bir öykü kitabı. Belki birden fazla kez okunmayı ve üzerinde düşünülmeyi hak ediyor.

Essay One, Lydia Davis’in okuma ve yazma üzerine notlarından oluşan bir derleme. Lydia Davis bir sihirbaz gibi. Notları ders niteliğinde. Umarım en kısa zamanda Türkçe ’ye çevrilir.

Son okuduğunuz kitapta, en beğendiğiniz cümle ya da alıntı nedir?

“Mutfağın ışıklarını kapatıyorum, tuvalette sifonu çekiyorum, evin kapısını kilitliyorum, yerdeki cam kırıklarını toplayıp masanın üstüne koyuyorum. En azından sabah biraz daha toplu bir eve kalkarız. Sonra gidip yine yatağın altındaki annemin yanına kıvrılıyorum. Bir daha çocuk olamayacağımdan korkuyorum” – Kahraman ve Cellat

“Ama kimi zaman, bazı sabahlar örneğin, önümde ne olacağı belirsiz bir gün yaşanmak üzere beklerken, kuşkulanıyorum: Ya tam tersiyse? Ömür dediğimiz yaşanan anların toplamından daha az bir şeyse? Çok daha az bir şeyse? Yaşadıkça azaltıyorsak bazı şeyleri…” – Belirsiz Bir Anın Kıyısında

“Genel olarak, insanların geleneksel olmayan herhangi bir kurgu veya şiir biçimine veya onları şaşırtan, garip veya yabancı görünen herhangi bir biçime yapıştırdıkları “deneysel” etiketine karşıyım. Bana göre deneysel, yazarın kafasında önceden tasarlanmış bazı yazma stratejilerini test etme ve işe yarayıp yaramayacağını görme planı olduğu; sonuçta ortaya çıkan şeyin bir şey kanıtlayabileceği veya kanıtlamayabileceği ve başarılı olabileceği veya olmayabileceği, anlamına gelir. Bu bana hem önceden planlanmış, hem kasıtlı, hem kavramsal hem de oldukça belirsiz görünüyor. Genelde çok fazla plan yapmadan bir yazıya başlamayı tercih ettiğim ve ne yaptığımdan tam olarak emin olamadığım için, böyle ortaya çıkan hikâyelerin deneysel olduğunu düşünmüyorum.” Essay One

Yeni bir kitaba başlamadan önce arkadaşınızdan mı tavsiye alırsınız, kitap eklerinden mi yararlanırsınız yoksa tamamen sezgilerinizle mi hareket edersiniz?

Tavsiyelerini dikkate aldığım kişiler, arkadaşlarım var, almadan önce varsa ön izleme yapmayı tercih ediyorum, incelemeleri okumaya çalışıyorum. Kitap eklerinden, dergilerden ve sosyal medyadan faydalanıyorum. Sezgilerimle değil ama bazen gerekli olduğunu düşündüğüm için okuduğum kitaplar var. Bu, yazarken bana yardımcı olacağına inandığım ve bu nedenle edinmeye çalıştığım bir disiplin. 

Keşke bu kitabı ben yazsaydım dediğiniz bir kitap var mı?

Olmaz olur mu? Çok var. Güncel olanlardan Seneler’in biz halini çok yazmak isterdim, Frankenstein’ı yazmak isterdim, Duygu Asena’nın Kadının Adı Yok’u ve Leyla Erbil’den Kalan’ı. 

Yazdıklarınızı ilk olarak ne zaman gün ışığına çıkardınız ve ilk kimlere okuttunuz?

Küçükken yazdıklarımı kimseye okutmadım. Hele ki şiirlerimi. Berbatlardı, attım hepsini, keşke atmasaymışım. Çok mektubum vardı. Onları da attım. İlk gün ışığına çıkarttığım öykü 2005 yılındaydı, kuzenime okutmuştum, o günden beri de tuhaf bakıyor bana. 🙂

Belirli yazma alışkanlıklarınız var mı? Gürültülü bir yerde mi yoksa sessiz bir ortamda mı yazmaktan hoşlanırsınız?

Alışkanlığım yok ama günlük yazma rutinimi oturtmaya çalışıyorum.  Notlarımı her ortamda alabiliyorum ama iş bu notları öyküleştirmeye gelince bunun için sessiz bir ortamı tercih ediyorum ve kahve, bazen de şarap. Çok teşekkür ediyorum beni konuk ettiğiniz için.

edebiyathaber.net (18 Haziran 2021)

Paylaş:

Yorum yapın