Fallik bir unsur olarak sakalın kerameti | İsmail Gezgin

Şubat 20, 2014

Fallik bir unsur olarak sakalın kerameti | İsmail Gezgin

ismail-gezginEvrim teorisinin mucidi Darwin’in aklını en çok meşgul eden şeylerden birisi erkek tavus kuşunun kuyruğu idi. Görünüşte hiç bir fonksiyonu olmadığı anlaşılan bu görkemli kuyruk için tavus kuşunun niçin bu kadar müsrif davrandığını anlaması Darwin’in yıllarını almıştı.

Büyük bir enerji gerektiren bu devasa kuyruk, tavus kuşunun hayatta kalmasına bir katkı sağlamadığı gibi bedeni hantallaştırıp canını tehlikeye atacak bir yük olarak görünmüştü. Bu hantal özelliği tavus kuşu niçin günümüze kadar taşımış anlaması zordu. Sonunda Darwin bu zor bilmecenin yanıtını bulmuştu. Erkek tavus kuşunun hantal ve maliyeti yüksek kuyruğu, onun eş bulmasında ve dolayısıyla genlerini geleceğe taşımasında çok önemli bir fonksiyon yükleniyordu. Bu keşif Darwin’in yeni bir kavramı ortaya atmasını sağlamıştı. Bu kavram uzun yıllar tartışılacak olan Cinsel Seçilim’dir. Buna göre, tavus kuşu örneğinde olduğu gibi fonksiyonsuz ve maliyeti yüksek görünen kimi özellikler eş bulma rekabetinde seçilme şansını artırabilmektedir.  Bu özelliklerin bedende oluşturdukları olumsuzluklar, eş bulmada yarattığı avantajların yanında önemsiz kalabilmektedir.

….

Asa kimdeyse Musa odur

unnamedAntik Yunan kültüründe 30 yaşını aşmış, yurttaşlık hakkını taşıyan erkeklerin en önemli iki simgesinden biri ellerinde taşıdıkları asalar ve diğeri ise sakallı olmalarıdır. Eski Yunan sanatında bu iki simgeyle betimlenen erkeklerin ayrıcalıkları ve sahip oldukları statüko da vurgulanmış oluyordu. Çünkü onlar için sakal erkekler dünyasına girişin en temel koşulu idi. Sakal bir erginlenme sembolüydü. Genç delikanlılar sakalları çıkana kadar erkek kabul edilmezlerdi. Bu nedenle de bu kadim dünyada erastes (sakallı, olgun erkek) ve eromenos (genç delikanlı) ilişkisi toplumsal kabul görmüş bir gelenek idi. Yurttaşlık hakkına sahip sakallı erkekler, genç delikanlılar arasından kendilerine çıraklar seçiyor ve onlara erkeklik dersi verip erilleştiriyorlardı. Bu onların yurttaşlık sorumluluğuydu. İlişkinin sınırını belirleyen şey ise sakallardı. Delikanlının sakalı çıkmaya başladığı andan itibaren erkekler dünyasına adım atmaya hak kazanmış kabul edilir, edilginlikten kurtulup etkin bir pozisyona yükselirdi.

Hadrianus ve Antinous

Bu ilişki türünün en ilginç örneklerinden biri Roma İmparatoru Hadrianus ve onun genç sevgilisi Antinous arasında yaşanandır. Antinous sakalları çıkmaya başladığında çok sevdiği Hadrianus’tan ayrılma vaktinin geldiğini anlayınca bedenini Mısır’daki Nil Nehri’nin sularına bırakarak intihar etmişti. Bu duruma çok üzülen Hadrianus, çok sevdiği bu genç adamı tanrı ilan etmiş ve adına tapınaklar yaptırıp kült tahsis etmişti.

1001-Sakal-br-Sakalin-Kul_172397_1Sel Yayıncılık geçtiğimiz günlerde Allan Peterkin tarafından kaleme alınmış, Zarife Biliz’in Türkçeleştirdiği Sakalın Kültür Tarihi kitabını yayımladı. Oldukça kolay okunan ve mizahi bir dille kaleme alınmış bu kitap, sakalın zaman içerisinde nasıl algılandığını örnekleriyle açıklamaktadır. İktidarın beden üzerindeki tahakkümünde en fazla müdahale alanlarından birisi sakal olmuştur. Bu nedenle de sakal sık sık yasaklanan, kesilmesi zorunlu olan bir şey haline gelmiştir. Örneğin, 1535 yılında kendisi alabildiğine sakallı olan VIII. Henry, diğerlerinin sakal bırakmasına bozularak sakalı yasaklama yoluna gitmişti. Sakal bırakmak isteyen bedelini ödemek, vergisini vermek zorundaydı. Bir başka örnekte ise beğendiği bir hanımın, sakalında sümük görmesi üzerine Rus Çarı B. Pedro, sakalından nefret etmiş ve sakallılar için ağır vergiler çıkarmıştı. Petersburg’ta yaşayan, soylular, tüccarlar ve diğer sakallılar yıllık 100 ruble vergi ödemek zorundaydılar.

Öte yandan sakalın yüzü koruduğuna, doğa koşullarına karşı bir direnç yarattığına inanılan dönemler de olmuştu. 19. yüzyılda sakalı kesmenin bronşit, boğaz ağrısı ve diş rahatsızlıklarına sebep olduğuna inananlar bulunmaktaydı.

Sakallı Kadınlar

Sakalla birlikte tıraşın tarihini de aktaran kitabında Allan Peterkin, sakallı kadınları da konu etmişti. Kimi durumlarda Mısır kraliçelerinin takma sakallar takınarak bazı ritüeller gerçekleştirdikleri bilinirken, tarihte sakalları ile ünlenmiş birçok kadına örnekler de verilmektedir. Anadolu’da bilinen örneklerden birisi Azize Onouphrios’tur. Güzelliği yüzünden erkeklerin yoğun ilgisine mazhar olan bu azize, günah işlememek için Tanrıya dua etmiş ve yardım istemişti. Duası kabul olan Onouphrios’un öyle gür sakalları çıkmıştı ki kısa sürede bedeninin güzelliğini kapatmış azizeyi günahtan kurtarmıştı.

Sakalın siyasi ve ideolojik bir simge gibi algılandığı günümüzde, bu tartışmalara tarihsel bir derinlik kazandıracak bir çalışmaya imza atmış Peterkin. 

İsmail Gezgin – edebiyathaber.net (20 Şubat 2014)

Paylaş:

Yorum yapın