“İçimde Oğuz Atay ile Orhan Gencebay İkizi Yaşıyor”: Bir dergi editörüne gelen mektuplar

Ekim 23, 2013

“İçimde Oğuz Atay ile Orhan Gencebay İkizi Yaşıyor”: Bir dergi editörüne gelen mektuplar

icimde_oguz_atay_ile_orhan_gencebay_ikizi_yasiyor_1baskiMurat Yalçın’ın, Can Yayınları’ndan çıkan yeni kitabı “İçimde Oğuz Atay ile Orhan Gencebay İkizi Yaşıyor: editöre-postalar”, yayıncılığın gizli kalmış bir yönünü açık ediyor: Editöre gönderilen müstakbel yazar e-postaları. Bu şaşırtıcı ve keyifle okunan mektupların sahipleri ise Semih Poroy çizimleri ile kitaptaki yerini alıyor. 

Murat Yalçın’dan, “yazar-yayıncı gerilimi” denebilecek “şey”in azaltılması yönünde diplomatik bir çaba. Bir tür mola. Bir dergi editörüne ne gibi mektuplar gelir? Dergiye gönderilen metnin yayımlanmaması ne gibi artçı sarsıntılara neden olur? Editör olmaya niyetliyseniz neleri göze almanız gerekir? Yalçın, editöre daha çok kitap okuması gerektiğini önerenlerden sen benim kim olduğumu biliyor musunculara, sponsor arayışı içindeki profesyonel okurdan kırgın şaire, içini editöre dökenlere kadar uzanan ve “tamamen kurgusal” bu yazılarında, bu sorulara yanıt niteliği taşıyacak e-postalar sunuyor okuruna. 

Bir mektup da Murat Yalçın’dan

Bilen bilir, yazın dergilerine okur mektubu neredeyse hiç gelmez. Hemen hepsi yazar/şair mektubudur: Girişken, çekingen, buyurgan, saldırgan, saygılı, alaycı, duygulu, akıllı, ustalıklı, acemi, ölçülü, umursamaz, kurnaz, sessiz, çığırtkan, sorgulayan, danışan mektuplar… Hemen yayımlanması beklenen şiirler, yazılar vardır eklerinde ve onları yanıtlamak, bazen kör kuyuya taş atmaya benzer. 

Bakkalda adını bilmediği bir yiyeceği parmağıyla göstererek, “Bana bundan ver!” diyen çocuk edasıyla ben de, yıllardır bu mektuplardan bazılarını ağzımın suyu akarak okurken, “Ben de ondan yazmak istiyorum!” derdim içten içe. Gün geldi, demekle yetinmedim, özellikle bir yazın düşüncesi taşıyan ya da bir insani durumu gösteren mektuplardan yola çıkarak, onları konu ederek yeni baştan yazdım. Dahası, mektuplarıyla aslında kendilerini karikatürize eden karakterler, tipler uydurdum. Yani, buradaki mektuplar gerçeğe ne kadar yakınsa kişiler de o kadar hayalî. Eh, zaten şair “Kardeşlerden ziyade benzer birbirlerine yalanla gerçek” dememiş mi? 

Dosyayı ilk gösterdiğim eşim Elif Sofya’yı okurken çok güldüğü için, perşembe sabahları “Feklavye” sayfasıyla içimi açan Semih Poroy’u mizahıma çizgileriyle eşlik ettiği için, giderek daha fazla özlediğim Aziz Nesin’i ise Benim Delilerim kitabıyla beni yüreklendirdiği için selamlıyorum.

M. YALÇIN

Ağustos 2013, Sıracevizler 

Murat Yalçın, 1970 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü’nü bitirdi. 1990’da yayıncılık mesleğine başladı. 2000’den bu yana Kitap-lık dergisini yönetiyor. Öykülerini topladığı kitaplar Aşkımumya (1995), İma Kılavuzu (2003), Şen Saat (2006), Kesik Hava (2009) ve Karga Zarif 2012. Hafif Metro Günleri romanını 1998’de, yazınsal notlardan oluşan Kontrol Kalemi’ni ise 2011’de e-kitap biçiminde yayımladı.

edebiyathaber.net (23 Ekim 2013)

Paylaş:

Yorum yapın