Türkiye’nin ilk e-sinema dergisi çıktı

Ağustos 2, 2013

Türkiye’nin ilk e-sinema dergisi çıktı

Türkiye’deki iletişim fakülteleri arasında elektronik olarak yayımlanan ilk sinema dergisi olma özelliğini taşıyan Sinemarmara‘nın ilk sayısı çıktı.

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin araştırma ve uygulama birimi olarak faaliyetlerini sürdüren Marmara Medya Merkezi (MMM), elektronik bir sinema dergisi ile yayıncılık ağını genişletiyor.

Akademi ile kampus-dışı alanlardaki birikimleri bir araya getirmeyi hedefleyen ve öğrencilerin de aktif olarak yer alacağı e-dergi, MMM’nin sinema birimi olan Marmara Sinema Topluluğu’nun (MST) koordinesinde üç ayda bir okurlarının karşısına çıkmayı hedefliyor. Böylelikle hem akademik ve entelektüel uğraşlara hem sektörel üretimlere hem de bu alanlardan beslenen öğrencilere katkı sağlayacak bir bilgi paylaşım ve etkileşim platformu olabilecek.

Akademisyen ve öğrencilerin öncülüğünde kampus merkezli bir sinema dergisi olan ve sinema alanında farklı düzey ve mecralarda yer alan tüm aktörlerin birikimine de kapısını açık tutan ve onların da aktif katılımını önemseyen Sinemarmara, ilk sayısıyla okuyucusuyla buluşuyor.

Sinemarmara’nın ilk sayısında neler var?

Sinema Üzerine Düşünmek:

Yusuf Kaplan: “Dilini Bulan Kendini Bulur.”

Derviş Zaim    : “Sanatın Zembereği Ahlaktır.”

Sinemarmara’nın en önemli bölümlerinden birisi olan, iki uzmanı bir araya getirip karşılıklı bir tartışma ortamıyla ortaya çıkan düşünceleri okuyucuyla buluşturan Açıkoturum’un ilk konukları Derviş Zaim ve Yusuf Kaplan. Sinema Üzerine Düşünmek başlığıyla Açıktorum’da Yusuf Kaplan’ın , “Dilini Bulan Kendini Bulur” ve Derviş Zaim’in de “Sanatın Zembereği Ahlaktır” sözü öne çıkmış.

Marmara İletişim Fakültesi Sinema Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serpil Kırel, Film Seyrederken Kendimizi “Görmek” başlıklı yazısıyla kişisel tecrübesi üzerinden Türkiye’de sinemanın tarihsel gelişimini kuramı da göz ardı etmeden ele alıyor.

Marmara İletişim Fakültesi Genele Gazetecilik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emre Bağce, Kurosawa’nın Düşler’i Gerçek mi Oluyor? başlıklı yazısıyla kendi ifadesiyle “aramak ve bulmak, hatırlamak ve unutmamak üzerine kurulu bir film” olan Akira Kurosowa’nın Düşler filmini analiz ediyor.

Türkiye’de sinema eğitimi, akademinin durumu ve sinema sektörüne damgasını vuran yönetmenler üzerinden Sinema Öğreniminin Öne Çıkan Meseleleri başlıklı yazısıyla Hasan Ramazan Yılmaz, üniversitelerimizin Türkiye’deki sinema pratiğinde varlık gösterip göstermediğini sorguluyor.

Sinemarmara’nın ilk sayısında öne çıkan bir başka içerik ise Marmara İletişim Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Şevki Işıklı’nın Halis Ekmekçi ile felsefi zeminde Matrix filmi üzerine yaptığı söyleşi.

Film analizleri bölümünde Ali Özgentürk’ün At filmi üzerinden Türk modernleşmesini ele alan Turgay Yerlikaya, kamu diplomasisi ve uluslararası ilişkiler bağlamında, En İyi Yönetmen Ödülü Oscar’ını almayı başaran ilk kadın yönetmen Kathryn Bigelow’un  Zero Dark Thirty filmini ele alan Alparslan Akkuş ve tarihin sonu tezleri bağlamında Amerika’nın kurtarıcı rolünü işleyen bir dizi olarak Revulation’ı Ahmet Güven’in yazıları okunabilir.

Dünya Sineması bölümünde Yusuf  Ziya Gökçek, Afrika Sinemasına Kısa Bir Bakış yazısıyla kıta sinemasını ele alırken, Musab Yılmaz sessiz bir isyan olarak değerlendirdiği Filistinli yönetmen Elya Süleyman’ın filmografisini kaleme alıyor.

Sinemarmara’nın  dosya bölümünde ise bahar dönemi içinde Marmara Medya Merkezi’nde öğrencilerle buluşan Yönetmen Yeşim Ustaoğlu’nun filmleri analiz ediliyor. Mesut Bostan Bulutları Beklerken, Aylin Solakoğlu Güneşe Yolculuk, Gurur Sönmez Pandoranın Kutusu ve İzel Özten ise Araf filmlerinin analiziyle Yeşim Ustaoğlu’nun filmografisini değerlendiriyor.

Edebiyat ile sinema arasındaki en önemli ilişkilerden birisi olana uyarlama konusunda Fatih İnce, Frank Darabont’tan Stephen King Romanlarına Sinema Uyarlamalarını yazarken sinema kitaplığında ise Bahar Tügen, Sinemam ve Ben kitabıyla Türk Sinemasının Sultanı Türkan Şoray’ın kitabını değerlendiriyor.

2 Ağustos 2013

Paylaş:

Yorum yapın